DEĞERLENDİRME VE KANAAT; Dava ve kısmi ıslah dilekçesinin bütün olarak değerlendirilmesinde; davacının davalı ... --- bulunan toplamda ----------------------- devrine ilişkin hisse devrinin iptaline, devre konu payların davacı adına hükmen tesciline ve hisse devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptale dair taleplerinin kabul edilmemesi ihtimalinde ise ödenmeyen hisse devir bedelinin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir....
ye devrettiği, adına her türlü ticaret sicil kayıt ve tescil işlemlerinin yapmasına muvafakat ettiği devre ilişkin şirket genel kurul karar defterinin de sunulduğu belirtilerek hisse devir işleminin tescil ve ilanı talep edilmiştir. ...nün 16/03/2022 tarihli yazısıyla Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/854 Esas 2018/492 Karar sayılı kararıyla .... Şti'nin tüzel kişiliğinin mal varlığının tasfiyesi ve davaların sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiği, talep edilen hisse devri tescili ve ilanı işleminin anılan mahkeme kararı gereğince gerçekleştirilemediği davacıya bildirilmiştir. Davacı yan Tasfiye Halinde .... Şti'nde ortaklar arasında hisse devri yapıldığını, şirket genel kurul kararıyla hisse devrinin kabul edildiğini, hisse devrinin tescili ve ilanı talebinin sicil müdürlüğünce gerçekleştirilmediğini, şirketin tam ihyası gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise .......
Bu durumda mahkemece davalı şirketin davacının hisse devrini kabul ederek pay defterine işlediği, davalı şirket aleyhine limited şirket hissesinin 07/05/2015 tarihinde T2 devredildiğinin tespitine yönelik açılan davada davacının hisse devrinin tespitini istemede hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gözetilerek hisse devrinin tespitine yönelik açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. Dava şartı niteliğindeki hukuki yarar yokluğu kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden davacı vekilinin istinafı üzerine Dairemizce re'sen gözetilmiştir. Öte yandan, davacı yan hisse devrinin tescili talebinde bulunmuştur....
'in baskı ve tehditleri ile karşılaşınca manevi baskı altında bu davayı açtığını, hisse devrinin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, davacının gönderdiği ihtarnameye ... 15. Noterliği'nin 03.03.2011 tarih 3935 numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı şirketin kurucu ortağı olduğu, şirketin 20.10.2010 tarihli genel kurul toplantısında beş kişiden oluşan yönetim kurulunun seçildiği, yönetim kurulunun üç üyesinin şirket ortağı olmayan kişiler arasından seçilmiş oldukları, bu kişilerin göreve başlayabilmeleri amacıyla hisse sahibi olmaları gerektiği, bu hisse devrinin başka bir ortak tarafından yapılmak istenmesine rağmen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde devam eden davada verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle bu işlemin gerçekleştirilemediği, bunun üzerine aynı gün davacı tarafından hisse devrinin gerçekleştirildiği, hisse devri yapılan ...'...
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, hisse devrinin noter huzurunda yapıldığını ve noterlikçe düzenlenen hisse devri sözleşmesinde davacının ''Devir bedelini nakden ve tamamen aldım'' şeklinde beyanda bulunduğunu, aksinin ispatının ancak resmi senetle mümkün olduğunu savunarak davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayımızda yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca hisse devrinin geçerli olması için yasada belirtilen koşullar gerçekleşmediğinden açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasındaki kooperatif hisse devrinin 04.11.1998 tarihinde yapılması ve devir bedelinin de 4.500,00 TL ( o tarihteki para birimi ile 4.500.000.000 TL ) olması karşısında, davalının savunmasında bildirdiği ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/219 esas sayılı tapu iptali ve tescil konulu dava dosyasında davalı konumunda olan bu dosya davacısı ...'ın aldığını beyan ettiği 15.10.1996 ve 15.11.1996 keşide tarihli 480,00'er TL ( o tarihteki para birimi ile 480.000.000'er TL) meblağlı iki adet çekin gerek tarih gerekse de bedel olarak devredilen hisse bedeli 4.500,00 TL'nin ödendiğine karine teşkil etmesi mümkün görülmemektedir. Dosya kapsamına göre davacının davalıya kooperatif hissesini devrettiği hususu sabittir. Bu durumda devir bedelini ödediğini isbat yükü davalıya düşmektedir. Davalı tanıkları devir bedelinin ödendiğine dair görgüye dayalı beyanda bulunamadıkları gibi davalı taraf yemin deliline de dayanmamıştır....
Şirketindeki hisselerin devrine ilişkin işlemleri geçersizliğinin tespiti hisse devrinin iptali ile adına tescili talebi ile birlikte davacının hisse payının tescil ve tespiti halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş olup davacının genel kurul kararlarının iptaline yönelik talebi tefrik edilerek iş bu esas numarası üzerinden yargılama konusu olmuştur. Dava; davacının davalı şirketteki payının tespit ve tescili halinde yokluğunda gerçekleşen tüm genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkindir. Davalı şirketin sicil dosyasının tetkikinde 15/12/2013 tarihli yönetim kurulu kararında Münire ...'na ait şirket paylarından 100 payın ... ...'na, 99.975 payın ... ...'na, ... ...'na ait 25 payın ... ...'na devri neticesinde toplam 200 payın 100 payının ... ..., 100 payının ... ... şeklinde hisse devrinin onanmasına ve pay defterlerini işlenmesine karar verilmiş olduğu, 29/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararında ise ... ...'na ait 100 payın ... ...'...
ya ait olmadığının net bir şekilde tespit edildiği, hisse devri işleminin yönetim kurulu kararıyla yapılacak işlemlerden olmayıp devralanla devreden arasındaki yazılı devir sözleşmesinin düzenlenmesi gerektiği, somut olayda bu içerikte bir sözleşme mevcut olmadığı, mevcut belgelerden ...'nun müteveffa ...'ya vekaleten devir işlemi yaptığı ihtimali düşünülse bile hisse devrine dair açık yetki veren vekaletname mevcut olmadığından vekaleten işlem yapıldığının da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile, davalı şirkette 16/05/1997 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacıların murisi ...'nun 2500 payının ...'e devrine ilişkin hisse devrinin iptali ile miras hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir....
Mülga 6762 sayılı TTK'nın 411. maddesinde nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiği ve bunların devrinin nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabi olduğu, aynı kanunun 416. maddesinde nama yazılı hisse senetlerinin devrinin ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı ve devrin, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 417. maddesinde hisse senedinin yukarıki maddeye uygun olarak devredildiği ispat edilmedikçe devralan pay defterine yazılamayacağı öngörülmüştür. Türk Medeni Kanun'un teslimsiz devri düzenleyen 979. maddesinde ise ''Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur....