Davalı ... duruşmada, davacı ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ancak daha sonra anlaşmaktan vazgeçtiğini, verilen kaporayı iade ettiğini, davacının almaktan vazgeçince üçüncü kişilere sattığını belirtmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı tarafın muvazaa olgusu ispatlayamadığı satış bedelinin düşük olmasının muvazaanın varlığı için tekbaşına yeterli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Bu davalarda da amaç, alacağını tahsil imkanı olmayan davacının, alacaklı olduğu kişinin bu alacağın tahsilini imkansız kılmak için yaptığı muvazaalı işlemin iptali ile alacağın tahsilini sağlamaktır. Dosya içeriğinden, davacı ile davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı olarak açılan davada; davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 05.02.2018 gün, 2015/11750 E- 2018/596 K sayılı ilamında; “ ..... Mahkemece TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaalı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan delillere göre karar verilmesi gerektiği ...” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, borçlu ... ile üçüncü kişi sıfatında olan davalı ... arasında muvazaalı bir ilişkinin bulunduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, borçlu ... ile yeni malik ...'...
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davacı ve davalı ...’ın boşanmış olmalarına, boşanmadan doğan alacaklarının bulunmasına, davalıların Viyana’da mukim olup, ...’da satışa çıkan taşınmaz ile ilgili olarak, satış ilanında belirtilen kişilerle irtibata geçilmeden, satışın gerçekleşmiş bulunması tanışkılığın varlığını göstermesine göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19. maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....
Bölge Adliye Mahkemesi, davanın BK'nun 19.maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali davası olduğu, borcun 2000-2008 yılları arasında doğduğu, iptali istenen satış işlemlerinin bu tarihten sonra yapıldığı, davalı borçluya ait dört parça taşınmazın aynı gün gerçek değerinin çok altında bedellerle borçlunun kardeşi, kardeşinin oğlu ve kardeşinin eşine satıldığı düşünüldüğünde yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiğinden davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinafı haklı olmadığından reddi gerektiği ancak mahkemenin davayı tasarrufun iptali davası olarak nitelemesinin hatalı olduğundan davacı vekilinin istinafının kabulüne, HMK'nın 353/1-b/2 madde ve bendinin tanıdığı yasal olanak çerçevesinde ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında yazılı bulunan dava türünün TBK 19.maddeye dayalı iptal davası olarak, İİK 280.madde uyarınca iptal gerekçesinin TBK 19.madde uyarınca iptal olarak düzeltilmesine; karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... ile olan boşanma davası devam ederken, mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını davalı annesi ...'ya devrettiğini belirterek davalılar arasındaki muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... vekili, davacının açtığı ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/622 Esas 2012/798 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazla ilgili davanın kesin hükme bağlandığını ve icraya konulduğunu yeniden dava açma hakkı olmadığını, satışın da muvazaalı olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, davacının açtığı ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/622 Esas 2012/798 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile tüm haklarının ve uğradığı zararının dava tarihi itibari ile tazmin edildiği, böylelikle dava konusu daireler ile ilgili haklarını almış olduğu, tekrar bu konuda bir alacak haklarının olmadığı dolayısıyla eldeki davayı açmakta hukuki yararının ve haklarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı satışın iptali istemine ilişkindir....
Dava, BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı ve davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1.fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. 3-Davacı iflas idaresi 7 ve 10 nolu parselin davalı ...'a ondan da Okan'a yapılan satışı ile Merbut Gıda A.Ş'ne verilen kira sözleşmesinin iptalini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yaptığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarının önce çıplak mülkiyetini sonra intifa hakkını oğlu ...'e devrettiğini, ...(inde taşınmazları davalılar ..., ... ve ...'e sattığını belirterek, davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptalini talep etmiştir. Mahkemenin, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ilişkin kararı, dairemizin 19.04.2016 tarih 2016/2560 Esas 2016/5017 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin gerekçesini hem TBK'nun 19....
e devrettiğini, bu işlemin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı danışıklı olduğunu ileri sürerek araç bedelinin tahsilini ve hattın miras payları oranında adlarına kaydına karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, 2011/718 Esas sayılı dosyada işlemin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece; "...araç ve hattının mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin TBK 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa kapsamında muvazaalı olup olmadığının incelenmesi, taraflar arasında görülmekte olan tapu iptali ve tescil davası da birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesi ile bozulmuş, bozma kararına uyulduktan sonra asıl dava ile birleştirilmiştir....
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davalarında; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları tespit edildiği takdirde takip konusu alacağın tahsili için İİK 283/1- 2 maddesi kıyasen uygulanarak tapu kaydının iptaline gerek olmadan davacının alacaklarını alabilmesi için dava konusu taşınmazların haczi ve satışı konusunda davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilecektir....