Davalı vekili ıslaha cevap dilekçesinde, intifa hakkının tapudan terkin edildiğini, davanın konusuz kaldığını, intifa hakkının kaldırılması davacı lehine olduğuna göre harç ve vergisinin de davacılar tarafından ödenmesinin gerektiğini, ek protokol ve taahhütnamenin yeni tarihli kira sözleşmesiyle geçersiz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Arsa niteliğindeki ...Köyü 1496 parsel, 1497 parsel ve 1500 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Dava konusu 1497 parsel ve 1500 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına göre dava dışı ... Tekneoğlu lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle; tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ......
lehine payı üzerinde intifa hakkı tesis ettirdiğini, ortaklığın giderilmesi davası neticesinde taşınmazın düşük bedelle satışını sağlamak ve taşınmazın tamamına malik olmak amacıyla yapılan bu işlemin gerçekte intifa hakkı tesis etmeye yönelik olmadığını ileri sürerek, tapu kaydındaki intifa hakkının terkinini talep etmiştir. Davalılar, davanın intifa hakkının tesisinden 11 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davanın kötüniyetle açıldığını, intifa hakkının kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde sera bulunduğunu ve intifa hakkı sahibi ...’ın serayı üçüncü kişilere kiralamak suretiyle intifa hakkını kullandığını savunmuşlardır. Mahkemece, intifa hakkının kurulduğu tarihten sonra 11 yıldan fazla bir sürenin geçtiği ve bu süre içerisinde davacının intifa hakkının muvazaalı olarak kurulduğunu ileri sürmediği ve paydaşın payı üzerinde başkası yararına intifa hakkı tesis etmesinin diğer paydaşları zarara uğratacağının da düşünülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin ve intifanın sona ermesinde davalının kusurunun olmadığını, sözleşmenin 15. maddesi gereği davalı ve davacı şirketin iradeleri dışında sözleşmenin uygulanmasının imkansız hale gelmesi halinde birbirlerinden hiçbir şey talep etmeyeceklerini peşinen kabul ettiklerini, davacının muaccel olmayan ve intifa bedelinin üzerinde bir bedeli talep ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam etmesi halinde bakiye intifa hakkı bedeli talep edilemeyeceği, davacı tarafça davalı şirket yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmiş ise de davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinafa başvurulmuştur....
Davacınını iddia ve talebine dayanak taraflar arasındaki sözleşmenin 22/4 maddesinde "İntifa hakkı tesisi sırasındaki masraflar ile intifa hakkının süresinde bu haktan dolayı ofise yüklenecek her türlü mükellefiyetler ( tüm masraflar, vergi dairelerince alınacak harç, vergi resim vs ile bunların zamanında ödenmemesinden doğacak cezalar) bayiye aittir." şeklinde düzenlendiği, bu düzenleme dikkate alındığında davalının intifa hakkına ilişkin yükümlülüğünün sadece intifa hakkının tesisi ve intifa hakkının uygulanması aşamasında ortaya çıkan masraflarla ilgili düzenleme içerdiği, madde içeriğine göre intifa hakkının tapudan fekkinde alınacak harç sorumluluğunu davalıya yüklemediği anlaşılmaktadır....
Eldeki davada da intifa hakkının terkini ve kira sözleşmesi şerhinin terkini istemleri aynı davada ileri sürülmüş ve objektif dava birleştirmesi oluşmuştur. Objektif dava birleşmesinde taleplerin değeri toplamı üzerinden görevli mahkeme belirlenir (HUMK.m.3). Bu durumda terkini istenen intifa hakkı değeri ile şerh edilen kira sözleşmesine konu bir yıllık kira bedeli toplamı davanın değerini oluşturur. Davacının terkinini istediği intifa bedeli yıllık 3.000.00 TL olup dava tarihi itibariyle kalan 10 yıllık intifa hakkının terkini istendiğinden 30.000,00 TL intifa hakkının terkini davasının değerinin bir yıllık kira bedeli 6000,00 TL'de kira sözleşmesi şerhinin terkini isteminin bedelini oluşturur. Taleplerin toplam değeri nazara alındığında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, intifa hakkı sahibinin ölümü nedeniyle mirasçıların tapuya başvurmaları halinde tapu sicil müdürlüğünce terkin edileceği, işin idari mahiyette bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 796. maddesi uyarınca intifa hakkı konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkının ortadan kalkması ile sona erer. Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir. Görüldüğü gibi, intifa hakkı sahibinin ölümü ile intifa hakkı sona ereceğinden malik terkin isteyebilir. Ayrıca, Tapu Sicil Tüzüğünün 78. maddesi uyarınca da malikin terkin isteme hakkı vardır. Somut olayda da; paydaşlığın giderilmesi davası sonucu intifa hakkı ile yükümlü olarak taşınmazın satışına karar verilmiş ise de, intifa hakkı sahibinin ölümü üzerine bu hak sona ermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/04/2014 NUMARASI : 2012/345-2014/191 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, davalı ile birlikte 1/2 oranında paydaş oldukları 3074 ada 2 parsel sayılı taşınmazda, davalının kendi 1/2 hissesi üzerine diğer davalının lehine intifa hakkı tesis ettiğini daha sonra taşınmazın üzerindeki ortaklığının giderilmesi için dava açtığını, intifa hakkı tesisinin idareyi zarara uğratmak amacıyla muvazaalı olduğunu bu nedenle tesis edilen intifa hakkının terkini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Davacınını iddia ve talebine dayanak taraflar arasındaki sözleşmenin 22/4 maddesinde "İntifa hakkı tesisi sırasındaki masraflar ile intifa hakkının süresinde bu haktan dolayı ofise yüklenecek her türlü mükellefiyetler ( tüm masraflar, vergi dairelerince alınacak harç, vergi resim vs ile bunların zamanında ödenmemesinden doğacak cezalar) bayiye aittir." şeklinde düzenlendiği, bu düzenleme dikkate alındığında davalının intifa hakkına ilişkin yükümlülüğünün sadece intifa hakkının tesisi ve intifa hakkının uygulanması aşamasında ortaya çıkan masraflarla ilgili düzenleme içerdiği, madde içeriğine göre intifa hakkının tapudan fekkinde alınacak harç sorumluluğunu davalıya yüklemediği anlaşılmaktadır....
Davacı vekili, 06.02.2014 tarihli dilekçe ile davaya konu taşınmazın el değiştirdiğini, davaya yeni malik ...’a karşı devam edileceğini belirtmiş ve muvazaalı olarak davalı ... lehine tesis edilen intifa hakkının terkinini veya intifa değeri tespit edilerek önalım bedelinden mahsubunu ve kalan bedelin önalım bedeli olarak kabulünü talep etmiştir. Davalı ... ve ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, davaya konu 21707 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1/10 payın tapu kaydının iptali ile, dahili davalı ... lehine kurulan intifa hakkı kaldırılarak, hissenin intifadan ari olarak davacı adına tesciline; dava konusu hissenin çıplak mülkiyete konu değeri ile tapu harç ve masraf toplamı olan 49.799,00TL’nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir....