G E R E K Ç E Uyuşmazlık, TBK.'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkindir. Davacı banka vekili, davalılardan T3'dan alacaklı olmalarına rağmen borcun ödenmediği gibi, davalının taşınmazını diğer davalıya muvazaalı şekilde devrettiğini iddia ederek muvazaalı satışın iptalini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kesin süre içerisinde takibin kesinleştirilmediği ve aciz belgesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Bir dava öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HMK 33 md)....
ye 16.000,00 TL bedelle tapuda satış suretiyle devir ve temlik ettiğini, yapılan bu devrin ... takibini sonuçsuz bırakmak için 818 Sayılı BK.18.maddesine (6098 Sayılı TBK 19.madde) göre muvazaalı olduğunu, her iki davalının da tapudaki satış işlemindeki iradelerinin gerçek bir satış işlemi olmayıp, alacaklıdan mal kaçırmak için yapılan muvazaalı işlem olduğunu, zira taşınmazın o günkü piyasa bedelinin 75.000,00 TL civarında olup, gerçek bedelinin çok altında 16.000,00 TL üzerinden satış işlemi yapılmasının işlemin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, söz konusu taşınmazın halen davalılarca kullanıldığını,muvazaalı tasarrufun iptalini, ... dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere gayrimenkul üzerinde cebri haciz ve satış yetkisi verilmesini dava ve talep etmiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dava TBK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Hukuk Dairesi’nin 18.11.2019 tarih, 2017/2488 Esas ve 2019/10763 Karar sayılı bozma ilamında; "Davanın, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağı dosya içerisinde bulunmadığından tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı 4.kişi ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesinin söz konusu olmadığı dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar...
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
BK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir alacağının veya yasadan doğan (miras payı gibi) bir talep hakkının varlığı ön koşul değildir. Ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının veya yasadan doğan (miras payı gibi) bir talep hakkının olması gereklidir. Öte yandan, davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1429 KARAR NO : 2022/907 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2018/36 ESAS, 2020/212 KARAR DAVA KONUSU : Genel Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
(TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmelidir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesinin ve dosyaya sunulan delillerin eksik değerlendirildiğini, Dava dilekçesinin konu bölümünde; davada TBK 19 ve kıyasen İİK 280. maddesi gereğince tasarrufun iptali ve gayrimenkul üzerinde cebri icra yetkisi verilmesinin talep edildiğini, Yerel Mahkemenin huzurdaki davayı yalnızca İİK 280 yönünden inceleyip TBK 19 uyarınca muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebini dikkate almadığını, Dava dilekçesinin "konu" bölümünde açıkça; "...BK md. 19 ve İİK md. 280 gereğince tasarrufun iptalini" talep ettiğinin yer aldığını, dilekçe içeriğinden de davalılar arasındaki işlemlerin muvazaaya dayandığının defalarca açıklandığını, TBK 19 uyarınca açılan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı olmadığı gibi, aciz vesikası ve tasarruf tarihinin de bir önemi bulunmadığını...
İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takibinin TBK 19 maddesi uyarınca muvazaalı bir takip olduğu, davacı alacağının tahsilini imkansızlaştırmak amacıyla muzavaalı bir alacağa dayalı muvazaalı bir takip başlatıldığı belirtilerek, bu muvazaanın tespiti, muvazaalı takibin iptali, muvazaa nedeniyle oluşan zararın tespiti ile davalılardan tahsili talep edilmiştir. Buna göre davacı talebi, davalı şirketin davalıdan alacaklı bulunmadığını, bu alacağı oluşturduğu iddia edilen tasarrufun ve bu alacağa dayalı başlatılan icra takibinin TBK'nun 19 maddesi kapsamında muvazaalı olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir. Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde; davanın konusu itibariyle mutlak ticari dava olmadığı açıktır....