WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin muvazaalı olarak aralarında organik bağ bulunan 3. kişi konumundaki P... İnş. A.Ş.'ye borçlandığını, daha sonra ilamsız takibe özgü icra takibinde bulunulduğunu, borçlunun bu takibe herhangi bir itirazda bulunmadığını, takip kesinleştikten sonra P... A.Ş. tarafından tahsilatlar yapıldığını ve borçlunun menkul ve gayrı menkullerine hacizler konulduğunu, bundan dolayı kendilerinin alacaklarını tahsil edemediğini öne sürerek yapılan icra takibinin muvazaalı olması nedeniyle iptalini talep etmiş olmakla açılan davanın alacaklıları ızrar kastıyla yapılan işlemin iptaline ilişkindir. Bir başka anlatımla dava alacaklı davacının yaptığı icra takibinin etkisiz bırakılması amacı ile borçlu davalının danışıklı olarak aralarında organik bağ bulunan diğer şirkete borçlanmış gibi gösterilerek yapılan icra takibinin iptali istenilmektedir....

    in alacaklının talebi olmaksızın icra dairesine giderek maaş kesintisine muvafakati olduğunu beyan ederek maaşından kesinti yapılmasını sağladığını, takip kaynağının bono olduğunu, bononun geçmişe dönük olarak da düzenlenebilmesinin mümkün olduğundan beyanla davanın kabulü ile davacı müvekkili bankanın icra takibini semeresiz bırakmak ve davacı müvekkili bankayı zarara uğratmak kastıyla başlatılan muvazaalı icra takibinin davacı müvekkili banka tarafından yönünden iptali ile İİK'nın 283. maddeye kıyasen muvazaalı icra takibi nedeniyle davalı borçlunun maaş haczinde 1. sırada bulunan muvazaalı takibin iptali ile davacı müvekkili bankanın haciz sırasının 1. sıraya alınmasına, davanın kabulü neticesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz uygulanması sonrasında Hassa İcra Dairesinin 2015/189sayılı icra dosyasına kasada depo edilen paraların alacaklarına mahsuben ......

      İcra Müdürlüğünün 2015/944 esas sayılı dosyasında 21/01/2015 tarihinde icra takipleri yapıldığını; anılan borçlunun maaşı dışında haczedilebilir menkul ya da gayrimenkulünün olmadığını, keza anılan davalının maaşı üzerinde diğer davalı ... tarafından İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2013/4112 esas sayılı dosyasında 13/03/2013 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle 1. sırada haciz olduğunun tespit edildiğini, davalılar arasındaki takibin davacının alacağına kavuşmasını önlemek amacıyla muvazaalı olarak başlatıldığını beyan ederek, davalılar arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunun tespiti ve davalılardan ...’ın maaşındaki haczin iptali ile icra takibi kapsamında davalılardan ... tarafından tahsil edilen bedelin icra dosyasına iadesi isteminde bulunmuştur. Davalılar; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılardan ... tarafından diğer davalı aleyhine başlatılan İzmir 19....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...'ın davacı banka borçlusu olduğunu, aleyhine Kocaeli 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1160, 2012/9382, 2012/9568 ve 2012/10616 sayılı dosyalarıyla icra takibi başlatıldığını, davalı ... ile ... arasında danışıklı olarak icra takibi başlatıldığını ve davalı borçlunun maaşına haciz konduğunu belirterek yapılan dava konusu icra takibinin İİK 280 maddesine göre muvazaalı olması nedeniyle alacaklılarını zarara uğratma amacı taşıyan ve muvazaalı olan takibin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... vekili; ...'ın iş arkadaşı olduğunu, müvekkilinin ...'dan borç aldığını, borcunu ödeyememesi üzerine ...'...

          İcra Müdürlüğünün 2008/11528 esas sayılı dosyasının muvazaalı olup gerçek bir alacak olmadığını, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla söz konusu senedin düzenlendiğini, davalılardan ...’ün Giresun CBS 2012/4195 soruşturma sayılı dosyasındaki ifadesinde bu hususu belirttiğini, protokole konu senedin iptali istenen senet olduğunu, muvazaalı olan alacağı bu kez davalılardan ...’ün muvazaalı olarak temlik ettiğini, amacının müvekkilinin alacağının tahsilini imkansızlaştırmak olduğunu belirterek taraflar arasında muvazaalı olarak yapılan Gaziosmanpaşa 3. İcra Müdürlüğünün 2008/11528 sayılı icra takibinin iptali ile bu takipteki alacağın yine muvazaalı olarak davalı ...'e temlikine ilişkin Giresun 3. Noterliğinin 16/06/2011 tarih ve 7527 yevmiye nolu temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuş; davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı tarafından davalılardan ... aleyhine Giresun 1....

            Davacının amacı, yaptığı icra takibi sonucunda alacağının tahsili olanağına kavuşmaktır. Her ne kadar, muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, davalılar arasındaki icra takibinin iptali istenilmiş ise de çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin davacı yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK'nun 283. maddesindeki düzenleme yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK'nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı olduğu saptanan icra takibinin iptaline gerek kalmaksızın; davalılar arasındaki icra takibinin davacı yönünden geçersiz bulunduğunun tesbiti biçiminde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden hükmün, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              Davalılar arasındaki işlemlerin (icra takibinin) danışıklı olup olmadığı hususuna gelince; Davalı borçlu ... ile davalı 3.kişi ... arasında gayriresmi ilişki bulunduğu, davalıların birlikte yaşadıkları, bu nedenle davalı 3.kişinin borçlunun içinde bulunduğu durumu ve alacaklıların ızrar kasdını bilebilecek kişilerden olduğu, iptali istenilen, icra takibinin ise borcun doğum tarihinden sonra başlatıldığı anlaşıldığından davalılar arasındaki hukuki işlemlerin danışıklı olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece davacının karşılanması gereken bir alacağının bulunduğu, davalılar arasındaki hukuki işlemlerin danışıklı olduğu gözetilmeden davanın kabulü ile danışıklı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, davalı borçlu ... ile davalı alacaklı ... arasında muvazaalı alacak ilişkisi bulunduğunu ve alacağın tahsili için başlatılan ... İcra Müdürlüğünün 2011/6634 E. sayılı takip dosyasının iptalinin gerektiğini, takip açılmadan 4 gün öncesine kadar davalı alacaklı ...'ın davalı borçlu ...'in yanında asgari ücret ile çalışan sigortalı bir işçi olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale getirilmeye çalışıldığını ileri sürerek davalılar arasındaki icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, İcra İflas Kanunu'nun 277. maddesinde iptal davasının davacısı olabilecek şahısların elinde muvafakat yahut kati aciz vesikası bulunması gerektiğini, davacının 135.000,00 TL'lik alacağından 100.000,00 TL'sini tahsil ettiğini, kalan 35.000,00 TL için muvazaalı işlem yapıldığının iddia edildiğini, müvekkilinin böyle bir gayesi olsaydı 100.000,00 TL'yi de ödemeyeceğini, müvekkilinin diğer davalı ...'...

                  Dava konusu satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması halinde davacı, davayı konu edilen mallardan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Davacının amacı, yaptığı icra takibi ya da takipleri sonucunda alacağının tahsili imkanına kavuşmaktır. Her ne kadar, muvazaalı işlem nedeniyle tapu iptali ve tescil istenilmiş ise de çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin yapılan takip ya da takipler yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İcra İflas Kanunu’nun 283. maddesindeki düzenleme yol gösterici niteliktedir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, muvazaalı işlemin ispatlanması durumunda İcra ve İflas Kanunu'nun 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak, tapu iptali ve tescile gerek olmadan davacının alacağını alabilmesine imkan sağlayacak biçimde, dava konusu taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde karar verilmelidir....

                    Mahkemece, davalı borçlunun beyanları ve davacı tanıklarının ifadeleri ile icra takibinin başlatılma tarihleri değerlendirilerek borcun kaynağı olan bononun tasarruftan sonra düzenlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş isede varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı tarafından yapılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmeden kesinleşmiş olup bu takip aleyhine açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Tasarrufun iptali davalarında borçlunun davayı kabulü de tek başına hüküm doğurmaz. Borçlu ile davacı alacaklı arasındaki alacağın muvazaalı olduğu hususu davalı 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilebilir....

                      UYAP Entegrasyonu