Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu aracı 25.07.2012 tarihinde davalı oğlu ...’e devrettiğinden, bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satışın muvazaalı olmadığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu tasarrufun baba oğul arasında yapıldığından İİK’nun 278/3-1 maddesine göre iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davanın terditli açıldığı, davada muvazaa sebebi ile tapu iptali tescil talebinde bulunulmuş ise de BK'nun 18.maddesi gereğince taraflar arasında işlemin satışa dayalı olup ortada tapuda muvazaalı şekilde düzenlenmiş bir akit tablosu bulunmadığı gerekçesiyle davacının terditli isteklerinden muvazaa sebebi ile tapu iptaline yönelik talebinin reddine,davacı kademeli istekte bulunduğundan dava tasarrufun iptali niteliğinden sayılarak bedelini borçlunun ödeyeceği taşınmazı tapuda oğlu adına tescil ettirmesi mal kaçırma fiilini oluşturduğu, bu işlemin icra takibine konu borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, İİK 278/1.maddesindeki şartlar gözetilerek İİK 283.madde gereğince tasarrufun alacak tutarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle diğer terditli isteği tasarrufun iptali talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı ... adına olan 1/2 pay bakımından takip konusu asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak borçlunun...

      Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcı takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanır. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın res'en incelenmelidir....

        Birleşen dava davacısı vekili, davalılar ... ve ...’nın alacaklarının muvazaalı olduğunu, fazla faiz talep edildiğini, ayrıca bu davalılar lehine şerh edilen ihtiyati tedbirlerin hacze iştirak edemeyeceklerini, tasarrufun iptali davasının sadece davacı lehine sonuç doğuracağını ve açtıkları tasarrufun iptali davasının sonucunun sıra cetvelinde dikkate alınmadığını, ... vekilince açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbirin 12.1.2007 günü ihtiyati hacze dönüştürüldüğünü, böyle bir dönüştürme işleminin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin alacağının davalılara ayrılan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, dava konusu gayrimenkule ilişkin hisselerin haciz ve satışına karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece dava konusu gayrimenkulün davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Niksar İcra Müdürlüğünün 2013/765 esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil resen bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemece, davanın İİK 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğunun kabulü ile, şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçlu ...'ın, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ... Kooparatifindeki payını 20.02.1998 tarihinde eşi ...'a devrettiğini belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ..., tebligata rağmen savunma yapmamış, 05.03.2002 tarihli, davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine temyize cevap dilekçesinde davalı ile boşandıklarını, dava konusu kooperatif payının kendisine ait olduğunu, evlilik içinde edinilen malların eşi tarafından üzerine geçirildiğini, takip konusu borcun muvazaalı olmadığını ileri sürmüştür....

                A.Ş. tarafından Davalı ... ve Davalı ... aleyhine eldeki davanın tasarruf konusunu oluşturan ... 16. icra Müdürlüğünün 2008/3825-3826 ve 3928 sayılı takip dosyalarında ... ve ...’un alacaklarının muvazaalı olduğu gerekçesiyle sıra cetveline itiraz davası açılmış olup sözü edilen dosyada Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2017/1108-2018/3337 sayılı kararı ile davalı ...'in takibine konu bonoların, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/866 Esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davasına konu edilmiş taşınmaz satışları nedeniyle verildiği, davacı ... Müh. İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.'nin davalı ... ve dava dışı borçlu aleyhine açtığı bu davanın sonucu eldeki bonoların akıbetini etkileyeceğinden bahsi geçen tasarrufun iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gereğine değinilmiştir....

                  İİK'nun 283/1. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını açan davacının tasarrufun iptali davası sabit olduğu taktirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacak miktarı kadar hakkını alma yetkisini elde eder ve söz konusu malın haczedilmesini ve satışını isteyebilir. Davanın reddedilmesi ile, haczedilen mal üzerindeki haciz de kesinleşir. Alacaklı da icra takip işlemlerine devam ederek malın satışını isteyebilir. HMK'nun 114/1-4. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli olmayıp, dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekir. Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiği takdirde, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yarar ortadan kalkacaktır....

                    Mahkemece, mirasın reddinin boşanmadan sonra yapıldığı, boşanmanın muvazaalı olduğunun kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 gün ve 2019/6435 Esas-2020/5675 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Onama kararının hatalı olduğu iddiası ile davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde iptale konu olabilecek tasarruflardandır....

                      UYAP Entegrasyonu