Davacının talebinin harçlandırılmayan ve dava dilekçesi talep kısmında da belirtilmeyen yıllık izin harçlığı olarak değerlendirilmesi, ayrıca yıllık izin alacağı feshe bağlı alacaklardan olup davacının açtığı işe iade davasının bekletici mesele yapılmaması ve yıllık izin alacağı hakkında gerek alacağın varlığı veya yokluğu yönünde ve gerekse yargılama giderleri açısından doğuracağı etki dikkate alındığında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, dava dilekçesinde yer almayan ve ıslah ile de ayrıca harçlandırılarak talep edilmeyen yıllık izin harçlığı alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar...
Davacının talebinin harçlandırılmayan ve dava dilekçesi talep kısmında da belirtilmeyen yıllık izin harçlığı olarak değerlendirilmesi, ayrıca yıllık izin alacağı feshe bağlı alacaklardan olup davacının açtığı işe iade davasının bekletici mesele yapılmaması ve yıllık izin alacağı hakkında gerek alacağın varlığı veya yokluğu yönünde ve gerekse yargılama giderleri açısından doğuracağı etki dikkate alındığında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, dava dilekçesinde yer almayan ve ıslah ile de ayrıca harçlandırılarak talep edilmeyen yıllık izin harçlığı alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar...
Davacının talebinin harçlandırılmayan ve dava dilekçesi talep kısmında da belirtilmeyen yıllık izin harçlığı olarak değerlendirilmesi, ayrıca yıllık izin alacağı feshe bağlı alacaklardan olup davacının açtığı işe iade davasının bekletici mesele yapılmaması ve yıllık izin alacağı hakkında gerek alacağın varlığı veya yokluğu yönünde ve gerekse yargılama giderleri açısından doğuracağı etki dikkate alındığında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, dava dilekçesinde yer almayan ve ıslah ile de ayrıca harçlandırılarak talep edilmeyen yıllık izin harçlığı alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar...
Davacının talebinin harçlandırılmayan ve dava dilekçesi talep kısmında da belirtilmeyen yıllık izin harçlığı olarak değerlendirilmesi, ayrıca yıllık izin alacağı feshe bağlı alacaklardan olup davacının açtığı işe iade davasının bekletici mesele yapılmaması ve yıllık izin alacağı hakkında gerek alacağın varlığı veya yokluğu yönünde ve gerekse yargılama giderleri açısından doğuracağı etki dikkate alındığında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, dava dilekçesinde yer almayan ve ıslah ile de ayrıca harçlandırılarak talep edilmeyen yıllık izin harçlığı alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar...
Davacının talebinin harçlandırılmayan ve dava dilekçesi talep kısmında da belirtilmeyen yıllık izin harçlığı olarak değerlendirilmesi, ayrıca yıllık izin alacağı feshe bağlı alacaklardan olup davacının açtığı işe iade davasının bekletici mesele yapılmaması ve yıllık izin alacağı hakkında gerek alacağın varlığı veya yokluğu yönünde ve gerekse yargılama giderleri açısından doğuracağı etki dikkate alındığında talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, dava dilekçesinde yer almayan ve ıslah ile de ayrıca harçlandırılarak talep edilmeyen yıllık izin harçlığı alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar...
ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-O halde mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali yerine dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklılara... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/142 Esas 2011/517 karar sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak (anılan ilam davacılar tarafından icra takibine konu edilmiş ise takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak)haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken tapu kayıtlarının iptali ile davalı borçlu adına tesciline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'...
Karşısı Germencik/AYDIN adresine 05/03/2021 tarihinde hacze gelindiğini, müvekkili davacıya ait menkul malların yapılan itirazlara rağmen haczedilerek muhafaza altına alındığını, müvekkilinin davalıdan 2020 yılı Ağustos ayında hacze konu taşınırların bulunduğu iş yerinin satın alındığını, bu hususun bizzat T3'in Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığın'daki ifade tutanağında da belli olduğunu, müvekkilinin satış sonrası anlaşmaya uygun şekilde bedel olarak İzmir ilinde bulunan taşınmaz devrini T3'e yaptığını, işyerini devrettikten sonra davalı T3'in müvekkiline zarar vermek kastıyla muvazaalı işlemle T4 tarafından icra takibi başlatıldığını, borcun işyerinden kaynaklı bir borç olup olmadığının belli olmadığı gibi davalı/borçlunun şahsi borcu şeklinde düzenlendiğini, davalılar arasında gerçek bir alacak olmadığını işlemin muvazaalı olduğunu, davalılar arasında danışıklı, kötüniyetli olarak düzenlenen bonolar nedeniyle borcun olmadığının tespiti ile bu sebeple müvekkiline ait taşınır mallarında...
konu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacı banka yönünden iptaline karar verildiği, karara karşı davalı ... ve dahili davalı ... tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; açılan davanın İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 83 üncü maddesi gereğince maaş haczindeki sıraya ilişkin davacının alacağının muvazaalı olduğu iddiasına dayalı dava olup, sıra cetveline muvazaa nedeniyle itiraz davalarında davalının alacağının davacının alacağından sonra veya aynı veya yakın tarihlerde doğması şartına bağlı olduğu, davacının alacağının kredi sözleşmesinden kaynaklı olup hukuken doğum tarihinin 04.12.2017 tarihinde olduğu, davalının alacağının ise alacak verecek meselesinden kaynaklı olup, hakkın doğum tarihinin 22.06.2015 tarihi olup, takip tarihinin 24.08.2017 tarihi olduğu, bu halde davalı alacağının doğum ve takip tarihinin, davacı alacağından önce olduğundan, açılan davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle; davalıların istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne...
Her ne kadar, muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu kayıtlarının iptali ve tescili istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin yapılan takip yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İ.İ.K.'nun 283 düzenlemesi yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İ.İ.K.'nun m.283 hükmü gereğince tapu kaydının iptaline gerek kalmaksızın, davacının dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi biçiminde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; hükmün, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, hüküm bölümünün 1. bendinin çıkartılarak yerine; "Davanın kabulü ile davacıların alacaklarını tahsil için dava konusu.... Köyü 291 parsel sayılı taşınmaz ile ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'in boşandıklarını, bu aşamada dava konusu taşınmazdaki 1/2 hissesini 18.09.2009 tarihinde kardeşi diğer davalı ...'e devrettiğini belirterek bu işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, devrin boşanmadan önce olduğunu, satışın muvazaalı olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın 18.09.2009 tarihinde devredildiği, davacının boşanma davasını açma tarihi 04/01/2011 olduğu, davacının satışının muvazaalı olduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....