Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir. İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir....

    TBK’nın 19. maddesinde “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.” ifadeleri mevcut olup, daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada muvazaa kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır (Benzer hüküm 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde de yer almaktaydı.). Gerek öğretide, gerek uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibarıyla nispi muvazaa türüdür....

      Emsal alınan Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2020/3837 esas ve 2021/279 karar sayılı ilamında "...Muvazaa tespiti sadece tespitin yapıldığı döneme ilişkin hizmet alım sözleşmesi bakımından bağlayıcıdır. Tespit tarihinden sonraki döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bakımından, muvazaa tespitinin ileriye etkisinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının tüm çalışma süresi boyunca aynı hizmet alım sözleşmesi kapsamında aynı alt işverenlerin işçisi olarak çalışıp çalışmadığı netleştirilmeli, muvazaa tespitinin sadece muvazaalı olduğu belirlenen döneme ilişkin hizmet alım sözleşmesi yönünden etkili olduğu ve her bir hizmet alım sözleşmesi bakımından ayrı ayrı muvazaa incelemesi yapılması gerektiği gözden kaçırılmamalı, muvazaa tespitine ilişkin dosya eldeki dosya içine alınıp, belirtilen eksiklikler konusunda yeniden değerlendirme yapılmalı, oluşacak sonuca göre işin esasına yönelik hüküm kurulmalıdır..." denilmektedir....

      Bir başka söyleyişle muvazaa; “açıklanan beyanlarının gerçek maksatlarına uymadıklarını bildikleri hâlde, tarafların kastettikleri durumdan başka bir ilişkide kendilerini anlaşmış gibi göstermeleri hâli (7.10.1953 tarihli ve 8/7 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı), tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla kendi gerçek iradelerine uymayan haksız eylem niteliğinde anlaşmalarıdır.” Yukarıdaki tanımların ortak noktasından yola çıkıldığında muvazaalı bir hukukî işlemden bahsedebilmek için; tarafların iradeleri ile beyanları arasında isteyerek yaratılmış bir uygunsuzluk, üçüncü kişileri aldatmak (muvazaa) niyeti, taraflar arasında gizli işlemi yaratan muvazaa sözleşmesinin bulunması gerektiği muhakkaktır. Muvazaa, “mutlak muvazaa”, “nispi muvazaa” gibi çeşitli türlere ayrılır....

      Bu ifadeden anlaşıldığı gibi dava öncelikle muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ve önceki malik adına tescilini içermektedir. Muvazaa nedeniyle tapu iptali davalarını inceleme yetkisi Dairemize ait değildir. 29.1.2007 tarihli Başkanlar Kurulu Kararında 4. madde de aynen şu ifade yer almaktadır. (15. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılmakta olan İİK. ile 6183 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Tasarrufun iptali davalarının temyiz incelemelerinin.... 17. Hukuk Dairesince yapılmasına) karar metninden açıkça anlaşılacağı gibi Dairemize İİK ile 6183 sayılı kanundan kaynaklanan ve bu kanunlardaki hukuki nedenlere dayalı açılan tasarrufun iptali davalarının incelemesi verilmiştir. Somut olayda muvazaa hukuki nedenine dayanılarak tapunun iptali ve eski malik adına tescili talep edilmektedir. tasarrufun iptali davaları tapu kaydının iptali talebini içermiyen davalardır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi görevi Yüksek Yargıtay 4....

        Asliye Hukuk ve 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi; T.M.K 202 ve devamı maddeleri ile 227.maddesi tartışılacağı gerekçesiyle, Aile Mahkemesi ise;davanın muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil olduğu, eşler arasında katkı payı iddiası bulunmadığını gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda;davacı Vahanus ile davalı ...' nın evli oldukları, aralarında boşanma davasının bulunduğu, davacının boşanma davası açması üzerine, davalı eşin bankadan kendi paralarını çekerek dava konusu taşınmazları diğer davalı kardeşi Narbek'e alması ve devretmesiyle, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescilin talep edildiği anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜLKİYETİN TESPİTİ, ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan babasının 354 sayılı parselini küçük oğlunun kayınpederi olan davalıya devrettiğini, kardeşlerinin açtığı muvazaaya dayalı iptal-tescil davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, ancak muvazaa davası sonrasında davalı üzerinde kalan payın kamulaştırma suretiyle Organize Sanayi Bölgesine geçtiğini ileri sürerek, davalının kamulaştırılan payının kendisinin miras payına isabet eden kısmının mülkiyetinin tespitini ve kamulaştırma bedelinin kendisine ödenmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımının geçtiğini de belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesinleşen muvazaa davası karşısında davalı üzerinde kalan payın 1/8'inin mülkiyetinin davacıya ait bulunduğunun tespitine ve bu payın karşılığı olan kamulaştırma bedelinin istek de gözetilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

            Aile Mahkemesi ise, davanın muvazaa nedeni ile taşınmazın aynına ilikşin tapu iptali ve tescil davası olduğu, gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı muvazaa nedeni ile tapu iptali ve tescili davasını açarken, boşanma davası neticesinde doğacak alacakların tahsilini önlemek amacı ile uyuşmazlık konusu taşınmazların davalı ... tarafından arkadaşı davalı ...'na düşük bedelle, muvazaalı olarak satıldığını ileri sürerek, davalı ... adına tapuya tescilini istediği, katkı payı isteminde bulunmadığı gibi mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir talebin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın muvazaa nedeni ile açılan tapu iptali ve tescil davasıolduğu anlaşılmakla, Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlığın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Aile Mahkemesi, davanın haksız fiile dayalı muvazaa nedeni ile tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki boşanma davasının devam etmekte olup davanın Aile Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda, davacı evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın muvazaa ile diğer davalıya satıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili davasını açmış olup, taşınmaz hakkında aile konutu iddiası yer almadığı, taşınmazın tapu kaydının iptali ile ½ payının davacı adına tapuya tescilini istediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın katkı payı alacağı istemine ilişkin olmadığı gibi davacının mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir talebinin bulunmadığı nazara alındığında, davanın muvazaa nedeni ile açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalıların murisi ile kendi murislerinin kardeş olduklarını, kök murislerinin dava konusu 9 parça taşınmazdaki 1/4 payını davalıların murisine mirastan mal kaçırma amacıyla devrettiğini, muvazaa olgusunun kök murisin diğer mirasçıları tarafından açılan 1994/149 esas sayılı tapu iptali ve tescil davası ile sabit olduğunu ileri sürerek, davalılar adına bulunan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, 3. kişilere devredilen taşınmazlar hakkında da bedele karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu