Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/51 Esas sayılı dosyası ile açtırılan tasarrufun iptali davası üçüncü şahıs Şükrü Yüzer lehine sonuçlanarak kesinleştiğini ve Çumra İcra Müdürlüğünün 2011/855 Esas sayılı icra dosyası yönünden tasarrufun iptali ile müvekkili davacının adına kayıtlı dava konusu dükkân üzerine alacaklıya haciz koyma ve satış isteme yetkisi verildiğini, daha sonra davalı T3 kendisi hakkında Çumra İcra Müdürlüğünün 2011/855 Esas sayılı dosyası ile alacalı Şükrü Yüzer 'e başlatmış olduğu icra takibindeki hak ve alacakları, Karaman 4....

-YTL'ye satış için anlaştığını ancak tapudaki tedbir kararı nedeniyle tapu devrini yapamadığını iyiniyetli olduğunu belirterek hacizin kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davalılar arasındaki muvazaa ve davalı ...'nın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan madde de bu davaların amacı 278, 279, 280.maddelerde yazılı, borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı mevcudunu azaltmaya yönelik tasarrufların butlanına hükmettirmek olduğu açıklanmaktadır. Mahkemece davalı ...'nın taşınmazı satın alırken tapu kaydına güvendiği ve bu nedenle iyiniyetli olduğu ve muvazaa iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir....

    Şti. temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. 2010/1917 2010/4796 1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ortaklarının aynı kişilerden oluşması nedeniyle üçüncü kişi konumundaki davalı ... Ltd. Şti.nin borçlu davalı şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek durumda olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların tasarrufun iptali davasına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2)Davalı- karşı davacı ... Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminat davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı- karşı davcı ... Ltd. Şti. yapılan hacizler nedeniyle kendilerinin güç durumda kalması ve itibarlarının zedelendiği gerekçesiyle tasarrufun iptali davasına karşı verdiği cevap dilekçesi ile birlikte manevi tazminat isteğinde bulunmuş, mahkemece bu davanın reddine karar verilmiştir....

      -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacıların miras bırakanın ehliyetsizliği, hata, hile, ikrah nedeniyle işlemin iptali ile adlarına tescil isteğinde bulundukları, dilekçe içeriğinde ve yargılama aşamasında gösterilen hukuksal nedenlerin sonucu itibariyle muvazaa oluşturduğunu ileri sürdüklerine, mirastan mal kaçırma nedeniyle muvazaa iddiasına dayanılmadığına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 25.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

        İcra Müdürlüğü'nün 2016/2379 Esas sayılı dosyasında takibe dayanak bonolar nedeni ile gerçek bir alacağının bulunup bulunmadığı, gerçek bir alacak var ise davacılar ve davalılar ... ile ... arasındaki tapuda devir işlemlerinin muvazaalı olup olmadığı hususlarının açılmış olan tasarrufun iptali davasında irdelenmesi ve buna göre mahkemece gerçek bir alacağın bulunduğu ve muvazaalı işlemlerin olduğunun kabulü halinde mahkemece tasarrufun iptaline karar verileceği, bu itibarla açılan menfi tespit davasında davacıların davalılar ..., ... ve ... arasında gerçek bir alacak borç ilişkisi bulunup bulunmadığı, aralarında muvazaa olup olmadığı hususlarının incelenmesinde davacıların ve birleşen dosya davacılarının bonoda taraf sıfatları olmadığı, alacağın muvazaalı olup olmadığının tasarrufun iptali davasında çözülmesi gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın aktif husumet yokluğu ve hukuki yararının bulunmadığından usulden reddine karar verilmiştir....

          Dava İİK'nin 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı alacaklı tarafından 18.1.2012 tarihli kat'i aciz belgesinin sunulmuş olmasına, davalıların dayı yeğen olması nedeniyle ve dava konusu taşınmazın borca mahsuben devredilmiş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 278/3-1,279/1-2,280/1 maddeler gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ... ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK'nin 283/1 maddesi gereğince davacı iptal davası sabit olduğu takdirde bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde eder ve davanın konusu taşınmazsa 3.kişi üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

            BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar.(Yargıtay 4.HD'nin 2021/15019- 2021/7421 E-K) Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

            Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

            (eski 18) maddesine dayalı danışık (muvazaa) iddiasına dayalı tasarrrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu taşınmazların dava dışı miras bırakan (borçlu) tarafından davalıya temlik edildiği, bu işlemin alacaklıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini istemektedir. BK'nun 19.maddesine dayalı olarak muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ilişkin açılan bu davada, borçlunun veya mirasçılarının hukukunun etkileneceği açıktır. İptali istenilen tasarruf işlemlerini yapan borçlu ...'ın davadan önce 20.03.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu ... mirasçılarının davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmisene gerek görülmemiştir....

              Mahkemece; davacının beyanına göre öncelikle muvazaa nedeniyle tapu iptali tescili talep edildiği bu olmadığında talebin tasarrufun iptali olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil davasının konusunu oluşturan gayrimenkullerin ... İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğünün ..., aynı köy 237 ada, 1 nolu parsel, aynı köy, 237 ada, 2 nolu parsel, aynı köy 237 ada, 7 nolu parsel ve ..., 630 ada, 17 parselin 1/2 hissesine isabet eden kısımların iptali ile ilgili olması nedeniyle Mahkememizi 6100 Sayılı HMK 'nun 12. Maddesi gereğince bu tür davalarda gayrimenkulün bulunduğu yer Mahkemeleri yetkili ve görevli olduğundan Mahkememizin yetkisizliğine ve görevsizliğine, yetkili ve görevli Mahkemenin gayrimenkullerin çoğunun bulunduğu yer Mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu