ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/44 ESAS, 2020/55 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı Rumeysa vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak davalılar arasında başlatılan Mersin 3. İcra Dairesi'nin 2019/5270 Esas sayılı dosyası nedeniyle tasarrufun iptali talebinde bulunularak Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2019/52701 Esas sayılı icra dosyasında T5 maaşının üzerindeki haczin iptaline, müvekkili bankaya dava konusu icra takibine ve maaş haczine ilişkin her türlü hak ve alacak üzeerinde Mersin 8....
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Davacı taraf dava dilekçesinin 3.sayfasında özellikle bu davanın TBK.nun 19.maddesi muvazaa sebebi ile açtıklarını, belirterek, davanın TBK.nun 19.göre değerlendirilmesini talep etmesine rağmen tasarrufa iptale konu araç dava dışı 16/08/2017 tarihinde MUHAMMET AĞAN'a devredildiği tespit edilmesi üzerine dosyaya sundukları 30/06/2018 tarihli beyan dilelekçesi ile davanın bedel tazmin davasına dönüştürdüklerini ve eldeki davanın İİK nun 227 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış bulunan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde belirtildiği gibi eldeki bu davanın TBK.NUN 19.MADDESİ MUVAZAA SEBEBİ İLE açılan tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna ulaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı .... vekili, davalı borçlu ...aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu takiplerde muvazaalı olarak borçlanmasına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı Kooperatif vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı borçlu ...usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK 19. maddesinde izah edilen muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir....
Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284'üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Somut uyuşmazlık, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; eldeki davanın TBK'nin 19'uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; davacı T1 ile davalı T3 arasında İstanbul Anadolu 11'inci Aile Mahkemesinin 2020/379 (E) sayılı dosyasında görülmekte olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak davasının bekletici sorun yapılarak, bu davada davacının alacağının bulunduğunun saptanması durumunda tarafların ileri sürdüğü kanıtlar da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, tasarrufun iptali istemine yönelik karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir....
Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, dava dilekçesinde taraflar arasındaki muvazaanın vurgulanıp talep kısmında önceki malikleri adına tescil talebinde bulunulmuş olmasına, 17/12/2009 tarihli dilekçe ile davanın, muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğunun açıklanmasına, aynı tarihli duruşmada da davacı vekilinin ellerinde aciz belgesi bulunmadığını ve muvazaa nedeniyle tapuların iptali istemini yinelemesine nihayet davacı tarafça temyiz dilekçesinde dahi alacağın doğum tarihinden dolayı tasarrufun iptali davası açmadıkları beyan edilmesine göre İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmayıp BK. 18. maddesine dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil işlemine ilişkin olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06/06/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali (TBK 19. maddesine dayalı) davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...'dan, ... Aile Mahkemesinin ... E. 2012/349 K. sayılı ilamı ile boşandığını, davacı müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmolunduğunu, ilamın kesinleştiğini, davalı ...'ın muvazaalı şekilde davranarak adına kayıtlı bulunan gayrımenkullerinin tamamını kardeşleri olan diğer iki davalı ... ve ...'...
borçlunun aciz hali icra dosyası kapsamından da anlaşılabilmektedir.bu sorgular neticesinde; borçluya ait herhangi bir gayrimenkul olmadığı, araç kaydının olmadığı, sigortalı olarak çalıştığı bir kurum mevcut olmadığı tespit edildiğini, mevcut durum karşısında, esasen ayrı bir haciz tutanağı sunulmasını gerektirmeyecek ölçüde aciz hali sübuta erdiğini, yerel mahkeme tbk 19. md. kapsamındaki genel muvazaa iddiamızı ve buna ilişkin taleplerimizi göz ardı etmiştir. dava, hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır; yerel mahkeme pandemi nedeniyle duran süreleri göz ardı etmiştir. yerel mahkeme TBK 19. md. kapsamındaki genel muvazaa iddiamızı ve bu yöndeki taleplerimizi de değerlendirmediğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Çorum 1....
Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı halde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür." şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında ise TBK 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,davanın tasarrufun iptali bu mümkün olmadığı takdirde BK'nin 18.maddesi gereğince muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil davası olduğu, BK'nin 18.maddesine dayalı talep yönünden; davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi muvazaasına dayandığı, 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca böyle bir iddianın belge ile ispatının zorunlu olduğu, ayrıca bu belgenin akte mukaddem, en geç akit tarihinde düzenlenmiş olması gerektiği, davacı tarafından dosyaya böyle bir belge sunulmadığı gerekçesiyle BK'nun 18.maddesi gereğince açılan muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil talebinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine, tasarrufun iptali davası yönünden ise aciz belgesi sunulmadığı, icra dosyasındaki haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olmadığı, aksinin kabulü halinde de davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi...
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....