Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 49.Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ :25/12/2013 NUMARASI :2013/114-2013/318 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan M.Tıbbi Cihazlar San ve Tic. AŞ'den taşınmaz satın aldığını, davalı S.. O.. tarafından bu satış ile ilgili olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini, ancak bu davanın dayanağı takipteki 350.000,00 TL bedelli bononun ve bunağlı icra takibinin muvazaa nedeni ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı S. vekili, tasarrufun iptali davasında da ileri sürdüğünü ancak kabul edilmediğini davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı M., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
Dava; İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/48 E Sayılı dosyasında görülen tasarrufun iptali davasının eda davası niteliğinde olmadığı, mülkiyetin davacılara geçmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ...'ın 19.12.2013 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak davacı oğulları ... ve ... ile davalı kızı ...'nin kaldıkları, mirasbırakan ...'ın çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 23.12.2009 tarihinde satış suretiyle davalı kızı ...'a temlik ettiği anlaşılmaktadır.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalıdan hükmen alacağı bulunan davacının, alacağının tahsili için başlattığı ... takibinde, davalının mal kaçırmak için 3 adet taşınmazı tapuda diğer davalılara devrettiği iddiasıyla, yapılan işlemlerin iptali istemine ilişkin tasarrufun iptali davasıdır. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil davası olduğu ve taşınmazların bulunduğu ... mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ......
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dosyaya sunulan haciz tutanaklarının, aciz vesikası hükmünde olmadığını, kaldı ki tasarrufun iptali istenen taşınmazda vekil edenin de mirastan gelen payı bulunduğunu, taşınmazın miras yolu ile intikal etmesi nedeniyle, taşınmazın başka bir yabancıya gitmemesi için davalı borçlu kardeşi T8 payını satın aldığını akabinde diğer bir mirasçı olan Ahmet Eroğuz'un da payını devraldığını dolayısı ile mal kaçırmak amacıyla yahut alacaklıyı uzrar kastıyla yapılan bir tasarrufun söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalı ise yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir....
sebebi ile ikame edilen davalarda devir işlemi kesin hükümsüz olduğundan tasarrufun ne zaman yapıldığının öneminin olmadığını, TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine bağlı açılan tasarrufun iptali davalarında, tasarruf işleminin zamanının değil, tasarruf işleminin gerçek olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davalarının TBK m.19'a dayalı muvazaalı tasarruf işleminin iptali davası olduğunu ileri sürerek 05.10.2022 tarihli kararın kaldırılarak davaya konu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz tesis edilmesine, kararın infazı için dava konusu İstanbul 18....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi _K A R A R_ Davacı, davalı eşi tarafından muvazaalı olarak davalı 3. kişiye devredilen taşınmazın aile konutu olması ve katkı payı bulunması nedeniyle iptali ile 1/2 payının adına tescili bu olmaz ise muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ve taşınmazın tamamının davalı eşi adına tescili isteğinde bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
'ya satışına ilişkin muvazaalı olduğu kabul olunan işlemin davacı açısından iptaline ve davacı yönünden dava konusu taşınmaz üzerine cebri icra yetkisi tanınmasına,Muvazaa nedeniyle ipotek kurulmasına ilişkin tasarrufun, davacı bakımından iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açıktır. Davacı vekili, dava dilekçesi ile hem davalı borçlu ...’nın oğlu davalı ...’ya sattığı taşınmaz yönünden 26/08/1999 tarihli satışın hem de davalı ...’nın anılan taşınmaz üzerine davalı .... lehine 17/10/2006 tarihinde koydurduğu 162.588,00 TL ipoteğin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve devamını izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda mahkemece davanın İİK 277 ve devamında düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek davalı ... yönünden, borçlunun trafik kazasından 4 gün sonra tüm taşınmazlarını yakın akrabası olan davalıya gerçek değerinin çok altında satması nedeni ile iptali gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, BK'nın 18. maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak yapılacak değerlendirmede de davalı ...'...