Mad. Day. Tük. T3 Ltd. Şti.’nden tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T3 Gıda ve İht. Mad. San.T3 Şti vekili 26/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: çılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının dilekçesinin açık olmadığını, dava dilekçesinde harca esas değerin gösterilmediğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından; Davacı vekili 11/03/2021 havale tarihli dilekçe ile davalı T3 Gıda ve İht. Mad....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/09/2022 NUMARASI : 2018/192 ESAS, 2022/327 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davası olduğunu, İİK md. 277 vd....
İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak TBK'nın 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak, davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değil ise de, davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması veya yasadan doğan bir talep hakkının (miras payı gibi) olması gereklidir. (Yargıtay 17....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanılarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde takibin kesinleştiği ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek, müteveffa borçlu Hüseyin Ayyıldız adına kayıtlı taşınmazdaki 1/8 hissenin 30.12.2014 tarihinde yeğeni olan diğer davalı T3'a yapılan satış işlemine ilişkin tasarrufun, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden iptali, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanarak iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
TBK'nın 19. maddesine göre, 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde davacının tasarruf üzerinde haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/20390 E, 2017/7012 K016/11791 E, 2017/7010 K ve benzer yöndeki içtihatları gibi) TBK 19'a dayalı davalarda muvazaa her türlü delil ile ispat edilebilir....
Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı, dava dilekçesinde istemini İİK 277 vd. maddelerindeki tasarrufun iptaline ilişkin düzenlemelere ve nedenlere değil BK 18. maddesindeki muvazaa nedenine dayandırmıştır. Davalı borçlu Mehmet hakkında başlatılmış bir icra takibi de bulunmamaktadır. Bu tür davaların temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dava dosyasının anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 26.06.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
şirket ortağının eşi olması nedeniyle İİK'nun 280/2. maddesi uyarınca satıcının borç ödemeden aciz içinde olduğunu bilerek satın almış olduğu, dava sürecinde davalı ...'nin satın aldığı aracı 24.01.2014 tarihinde 40.870,00 TL bedel ile satarak elinden çıkarmış olması nedeniyle İİK'nun 283 mad. uyarınca satış bedeli ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
İİK'nin 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın malın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsilineyönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nin 283 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının malın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilmiştir....