Muris muvazaasında, miras bırakan ile sözleşmenin karşı tarafı, aralarında yaptıkları bağış sözleşmesini genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile gizlemektedirler. Başka bir anlatımla, miras bırakan ile karşı taraf malın gerçekten temliki hususunda anlaşmışlardır. Görünüşteki ve gizlenen sözleşmelerin her ikisinde de samimi olarak temlik istenmektedir. Ne var ki, görünüşteki satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesinin vasfı (niteliği) muvazaalı sözleşme ile değiştirilmekte, ayrıca gizli bir bağış sözleşmesi düzenlenmektedir. Görünüşteki sözleşmenin vasfı (niteliği) tamamen değiştirildiğinden, muris muvazaası aynı zamanda “tam muvazaa” özelliği de taşınmaktadır. 24. Muris muvazaasını öteki nispi muvazaalardan ayıran unsur ise mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapılmasıdır....
c-Tarafların Beyanları ile İradeleri Arasında İsteyerek Meydana Getirdikleri Uyumsuzluğu Açıklayan Muvazaa Anlaşması: Muris muvazaasındaki muvazaa anlaşması, miras bırakan ile karşı taraf arasında görünüşte yapılan sözleşmenin niteliğini değiştiren sözleşmedir. Muvazaa sözleşmesi hiçbir şekil koşuluna bağlı değildir. Yazılı yapıldığı gibi çok kez de sözlü yapılabilmektedir. Uygulamada muvazaa anlaşmasının çok zaman gizli sözleşme ile bir arada, hatta onunla iç içe yapıldığı görülmektedir. Ancak gizli sözleşme ile birlikte yapılması muvazaa sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olması niteliğini ortadan kaldırmaz. Gerek "taraf" gerekse "muris muvazaasında" muvazaa anlaşmasının varlığı muvazaanın oluşması için şarttır. Muvazaa anlaşmasını miras bırakan bizzat veya vekili aracılığı ile yapabilir. Miras bırakanın görünüşteki sözleşmeyi bizzat yapması, muvazaa anlaşmasını vekili aracılığı ile yapmasına engel teşkil etmez....
, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlamasının mümkün olduğu, keşif ile belirlenecek bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp sadece davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşıdığı, davacı tarafça muvazaa iddiasına yönelik başkaca bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır....
e satış suretiyle temlik ettiğini, taraflar arasındaki işlemin gerçekte satış değil bağış olduğunu, ara malik ...’in taşınmazı hiçbir zaman devralmadığını, taşınmazın en başından beri davalı ... tarafından kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; muvazaa iddiaların doğru olmadığını, miras bırakanın ameliyat ve tedavi masraflarını karşılayabilmek için taşınmazını diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra müvekkilinin yabancıların eline geçmemesi için taşınmazı ...’ten parasını ödeyerek devraldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen Davada; Davacı İstemi: 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...’ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 7 parsel sayılı taşınmazı rızai taksim sonucu kardeşi ...’e bıraktığını, ondan da oğlu davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, daha önce yapılan sözlü rızai taksimde ise muris ...’a verilen yeri yıllardır murisin kullandığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın mirasçılar arasında yapılan rızai taksimde halası ...adına tescil edildikten sonra bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
ın alacaklı olduğu ... dosyasının dayanağını oluşturan ....09.2008 tarihli noter satış sözleşmesinde satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiği belirtildiği gibi, satıcı davalı ...'ın sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle ve ayrıca ....09.2008 tarihli önsatış sözleşmesinin her zaman düzenlenebilecek belgelerden olması yanında, bu sözleşmenin uyuşmazlık konusu araca ilişkin olduğunun anlaşılamaması sebebiyle sadece bu belgelere dayanılarak, hüküm kurulamayacağı açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 134 ( yeni 224 ada 3 ), 979, 800 ve 672 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla kardeşi ...nin oğlu olan davalıların murisi ...’a 21/04/1967 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, maliki olduğu 283, 365, 155, 38, 231, 133, 426, 7, 762 ve 1064 parsel sayılı taşınmazlarını da yine davalıların murisi ...’a satış suretiyle devrettiğini, ...’ın da zaman içerisinde 283, 365, 155, 38, 231, 133, 426, 7, 762 ve 1064 parsel sayılı taşınmazları 3. kişilere sattığını, davalıların murisi...’e yapılan temliklarin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek çekişme konusu 134 ( yeni 224 ada 3 ), 979, 800 ve 672 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde anılan...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/08/2008 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle iptal istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava tarihinin 08.08.2008 olması gerekirken 03.02.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır. Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan ...'...
Mahkemece, miras bırakan tarafından davalı ...’a yapılan temlikin gerçek satış olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının temlik nedeniyle uğradığı zarar olan 46.150,00 TL’nin davalı ...’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Miras bırakan ...’nin 08/10/2013 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ile davalı kızı Makbule’nin kaldığı, miras bırakanın 05/03/2013 tarihinde davalı kızı Makbule’yi vekil tayin ettiği, davalının vekaleten miras bırakanın maliki olduğu 54 parsel sayılı taşınmazı 26/03/2013 tarihinde 18.500,00 TL bedel karşılığında 1962 doğumlu davalı ...’a temlik ettiği,taşınmazın halen davalı ... adına kayıtlı olduğu sabittir. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/247 esas sayılı dosyasında taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, sözkonusu davada taşınmazın tapu kaydının muvazaa nedeniyle iptalinin davalıların kardeşleri tarafından talep edildiği, muvazaaya dayalı davanın davacılar lehine sonuçlanması halinde sözleşmeye konu taşınmazda davalıların kardeşlerinin de hak sahibi olacağı, bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ifasının imkansız hale geldiği, davacı şirketin sözleşmeye uyarınca inşaata devamının kendisinden beklenemeyeceği, davacının sözleşmenin feshini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 11.01.2011 tarih 224 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, 98.470,66 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....