WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı bedelde muvazaa iddiasına dayanmış, mahkemece bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından ve davacının resmi satış bedelini depo etmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Kural olarak davacının, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayabilmesi için yapılacak keşif dışında delil sunması zaruridir. Ancak davacının ibraz edeceği deliller ve dinleteceği tanık beyanları ile davacının bedelde muvazaa iddiası değerlendirilebilir ve neticesine göre bir hüküm kurulabilir. Oysa ki davacının tanık deliline dayanmadığı ve başkaca delil ibraz etmediği anlaşıldığından, bedelde muvazaa iddiasını ispatladığından bahsedilemez....

Mahkemece davalının kardeşine ilk yapılan satış ile iş bu satış arasında dört gün olması ve davalının kardeşine yapılan satış ile iş bu satış bedeli arasında ciddi fark olması nedeniyle muvazaa iddiasının ispatlanmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılmış ise de, somut olaydaki muvazaa iddiası son satış bedelinin yüksek olduğu iddiasına dayanmakta olup, ikinci satışın ön alım hakkının önüne geçmek maksatlı tümden muvazaalı yapıldığı (gerçek bir satış olmadığı) bu nedenle davalının kardeşi Mehmet'e yapılan ilk satış üzerinden ön alım hakkının kullanılmak istenmesine ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalının kardeşi Mehmet'e yapılan satış dikkate alınmaksızın, son yapılan satışın değer itibariyle resmi senette yüksek gösterilip gösterilmediğinin tartışılması gerekmektedir. Bu minvalde eldeki deliller değerlendirildiğinde, yukarıda izah edildiği üzere muvazaa iddiasının ispat edildiğinden bahsetmek mümkün değildir....

yapıldığı ve kayyum atanan şirketin malvarlığının boşaltıldığının anlaşıldığını, şirket adına kayıtlı ... plakalı aracın 20/11/2015 tarihinde o tarihte şirket çalışanı olan davalıya satıldığını, ancak satış bedelinin ödenmediğinin anlaşıldığını, yapılan satışın muvazaalı olduğunun diğer bir kanıtı ise kasko bedelinin çok altında satılmış olduğunu belirterek, araç satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine ve dava konusu aracın davacı adına tesciline ve teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mirasbırakanın ölümü tarihinde mirasçılık sıfatı taşıyan her bir mirasçının aslında kendisinin de ortak olduğu terekeye dahil iken ... olması nedeniyle geçersiz bir sözleşme ile şeklen bir başkasına temlik edilen taşınmazın tapu kaydının iptali için dava açmakta hem hukuki yararı hem de hakkı vardır. Dolayısıyla mirasçının muvazaa sözleşmesinin yapıldığı tarihte mirasçı olmamasının muvazaa davası açma hakkına etkisi olmayıp mirasbırakanın ölümü tarihinde mirasçı olması gerekli ve yeterlidir. (YGK 25.09.1996 tarih, 1996/1-440 Esas, 1996/638 Karar) Sonuç itibariyle; mirasbırakan sadece sözleşme tarihindeki mirasçılarından değil daha sonra mirasçı olacak kişilerden de mal kaçırabilir. Murisin asıl amacı ölümünden sonra bir hak talebini önlemektir. ... işlemin amacı hiçbir ayırım göstermeksizin sözleşme tarihinde ve daha sonra mirasçı olanların tamamını aldatmaktır....

      Örneğin daha az miktarda vergi ödemek için, taşınmazın tapudaki satış değerinin düşük gösterilmesi, şufa hakkının kullanılmasını önlemek kullandığı takdirde fazla kazanç elde etmek maksadıyla görünüşteki (resmi) sözleşmede satış bedelinin fazla gösterilmesinde muvazaa vardır. Açıklandığı üzere taraflar görünüşteki sözleşmeyi yapmayı ciddi olarak istemekte ve niteliğinde de anlaşmaktadırlar. Ancak burada bedel, gerçek bedelden az veya fazla gösterilmektedir. Yani görünüşteki sözleşmenin sadece bedeli değiştirilmektedir. Muvazaa, sözleşmesinin tamamında değil bir bölümündedir. Muvazaa sözleşmesinde şekil koşulu aranmaz. Yazılı veya sözlü yazılabilir. Görünüşteki sözleşme şekle bağlı olsa dahi muvazaa sözleşmesinin yazılı veya resmi şekilde yapılması gerekmez. Görünüşteki sözleşmenin şekle bağlı olması halinde muvazaanın yazılı delil ile ispat edilmesi kuralı muvazaa sözleşmesinin yazılı olmasının geçerliliği için değil ispat edilebilmesi için aranan bir kuraldır....

      Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olayda; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu 1262 sayılı parseldeki toplam 22/24 pay taşınmazın paydaşları tarafından 800.000,00 TL bedelle 24.02.2010 tarihinde davalılara satılmıştır. Davacı ise bedelde muvazaa iddiası ile önalım davası açmış, dava dilekçesinde de dava değerini 10.000,00 TL olarak göstermiştir. Davacı iddiasında tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiği gerçekte payın 10.000,00 TL bedel civarında satın alındığı bu nedenle keşif yapılıp taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra eksik harcın tamamlanmasını istemiştir....

        CEVAP Davalı ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, satış vaadi sözleşmesinin sözleşmeye konu bağımsız bölümlerin kaçak ve imara aykırı olması nedeniyle mutlak butlanla hükümsüz olduğunu, davalı ...'e husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın tek malikinin davalı ... olduğunu ve davalı ...'ün sözleşmenin tarafı olmadığını, müvekkili ...'nin davacı aleyhine el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığını, sözleşmenin arsa payına ilişkin olmayıp kaçak olan binadaki bağımsız bölümlere ilişkin olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinde bulunulamayacağını, davacının muvazaa iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının İstanbul Anadolu 6....

          Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda satılan payın muvazaalı olarak tapuda rayiç bedelinden yüksek gösterilmesinin sebebi önalım hakkı sahiplerinin haklarını kullanmalarına engel olabilmek olduğundan önalım hakkı sahibi bu hakkını kullanırken muvazaa iddiasını ileri sürebilir. Önalım hakkı sahiplerinin haklarını kullanmalarına engel olabilmek için muvazaalı olarak tapuda satış bedelinin yüksek gösterilmesi halinde, önalım hakkı sahipleri satış sözleşmesinin tarafı olmadığından 3. kişi olarak muvazaaya yönelik iddialarını her türlü delille ispatlayabilme imkanına da sahiptir....

            Mahkemece, 21.02.2014 tarihli ve 12.02.2015 tarihlerinde yapılan keşifler sonucu birbirleriyle örtüşen bilirkişi raporlarına göre bedelde muvazaa iddiasının ispat edilmesi nedeniyle davanın kabulüne, depo edilen 115.000,00 TL önalım bedelinin davalıya ödenmesine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.03.2017 günlü, 2016/17494 Esas ve 2017/2471 Karar sayılı ilamıyla; ".... Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Duruşma sırasında dinlenen davacı tanıklarının satış bedeli ve ne şekilde ödendiği konusunda somut bilgisi yoktur. Davalı tanığı ise 21.02.2014 tarihli keşifteki beyanında tapudaki satış bedelinin gerçek olduğunu belirtmiştir....

              Davalı vekili,muvazaa iddiasının doğru olmadığını, parselin komşu 6 nolu parsel ile birlikte değerlendirildiğinde bölünebilir nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının taşınmazın 1 m2' nin davalı tarafından 300.- TL' ye alındığını ispatlayamaması karşısında tanık ve keşifte belirlenen değer dikkate alınarak, dava konusu edilen payların m2 'sinin 625.- TL değerinde olduğu kabul edilerek, mahkeme veznesine ödenen toplam 89.251,25.- TL üzerinden önalım bedeli karşılığında davanın kabulüne karar verilmiştir Önalım bedeli, her bir pay satışı nedeniyle ödenen satış bedeli ile bu satış sebebi ile davalı tarafça yapılan tapu harç ve gideri toplamından ibarettir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre, bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür....

                UYAP Entegrasyonu