Hal böyle olunca da; ilk derece mahkemesince davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek istinaf incelemesine konu kararının verilmesi hatalı olmuştur..." şeklinde belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yasa maddeleri ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, namı müstear, muvazaa ve kanuna karşı hile iddiasıyla tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisine dayalı açılmış olan TBK 19 maddesi kapsamındaki iptal davası niteliğinde olduğu, davanın TBK 19 ve İİK 277 vd....
Asliye Ticaret Mahkemesinin sahtecilik nedeniyle sözleşmenin iptali talep edildiği, mahkememiz dosyası yönünden değerlendirme yapılabilmesi için bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerekliliği dikkate alındığında birleşen dosyanın tefriki ile birleştiren mahkemeye ön inceleme yapılmayarak iadesine, " karar verilmiş olup, birleşen Bakırköy .......... Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2021 gün ve ........ esas .......... karar sayılı dosya tefrik edilerek mahkememizin yukarıdaki esas numarasını almıştır. Dava; Anonim şirketin 10/12/2018 tarihli ve 04/01/2019 tarihli hisselerinin devrine dair sözleşmelerdeki sahtelik iddiası, sözleşmelerin yok hükmünde olduğunun tespit ile iptali istemine ilişkindir. Mahkememize açılan dava, davacının hissedar olduğunun tespiti ile pay defterine işlenmesi talebine ilişkin olup, davalı, muris tarafından davacıya yapılan hisse devirlerinin sahteliği savunmasında bulunmuş bu konuda Bakırköy ...........
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, davacı dava dışı dokuz kişiye yapılan hisse devirlerinin geçersiz olduğunun tespitini talep etmiş olup böyle bir davada husumetin hisse devri yapılan kişilere yöneltilmesinin gerekmesine, İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/13 Esas sayılı dosyasında da hisse devri yapılan bu kişilere husumet yöneltilerek dava açılmış olmasına ve o davada da davacının aynı şirket olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166/2. maddesi gereğince davacının İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/13 Esas sayılı dosyasında her iki dava dosyasının birleştirilmesi talebinde bulunmasının mümkün olmasına, bahsi geçen davanın iş bu dava dosyasıyla birleştirilmemesi halinde ise İstanbul 46....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalının yaptığı tasarrufların iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla BK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....
bendinde maddesinde kalan 50.000,00 TL'nin resmi hisse devirlerinin yapılmasıyla ödeneceği ve bu hisse devirlerinin en geç 20.08.2016 tarihini geçmeyeceğinin, düzenlendiği, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından davalıların protokol kapsamında resmi hisse devirlerinin 20.08.2016 tarihi öncesinde davacı alıcıya yapmadığından icra takibi kapsamında talep edilen ve protokol kapsamında kalan 50.000,00 TL'yi davacının ödeme zorunluluğunun bulunmadığı ve bu protokol kapsamında borçlu olmadığı, ayrıca davalıların protokol hükümlerini yerine getirmediğinden davacının protokolün cezai şart başlıklı 6 ncı maddesi gereğince 50.000,00 TL'yi geçmemek üzere cezai şart talep edebileceği, davacı ve davalıların beyanları ile çekilen ihtarnamelerde söz konusu protokol kapsamında kalan 50.000,00 TL için 29.06.2016 düzenlenme tarihli 20.08.2016 vade tarihli bono düzenlendiği, davalının hisse devirlerinin davacının talimatı üzerine başka bir kişiye devir edildiği iddiasını ispata yönelik dosyaya delil...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012-527 Esas sayılı dosyasında davalılara yapılan hisse devirlerinin iptali ile eski hale getirilmesini, birleşen Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/51 Esas sayılı dosyası ile 28.12.2002 tarihli olağan genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespitini ve hisse devirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.17.den kaynaklı muvazaa istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
Noterliğinin 24.04.2013 tarih ve .... sayılı işlemiyle yapılan hisse devri ve temlik sözleşmesinin, ...tarafından ...ya Bakırköy 6. Noterliğinin 24.04.2013 tarih ve...sayılı işlemiyle yapılan hisse devri ve temlik sözleşmesinin ve ... tarafından ...a Kadıköy 27....
deki davacıya ait hisselerin davalıya devrine yönelik 2 ayrı hisse devri sözleşmesinin TBK 27. maddesi gereğince ahlaka aykırılık seviyesinde bir nisbetsizlik bulunmasından bahisle hükümsüz olduğunun tespiti ve sözleşmenin iptali, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde dava dışı şirketlerdeki müvekkilinin gerçek hisse değerlerinin belirlenerek davalıdan tahsili talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, esastan da davacının dava dışı şirketlerde gerçek bir ortaklığının bulunmadığı, taraflar arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin TBK 26. ve Anayasa'nın 48. maddelerine uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir. Celbedilen Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre hisse devir işlemi öncesinde dava dışı ... Tic. A.Ş.'de %10, ... .... Tic. A.Ş.'de %13,99 pay sahibi olduğu anlaşılmıştır....
nin hisse devirlerinin geçersiz olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunun 4 kişiden oluştuğunu, yönetim kurulu üyelerinden müvekkili ... ile dava dışı ...'un 16.4.2012 tarihinde yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etmeleri nedeniyle şirketin organsız kaldığını, organsız kalan yönetimin hisse devirlerine onayının söz konusu olmadığını, genel kurulda hükümet komiserine ibraz edilen pay defterinin sahte pay defteri olup, genel kuruldan bir ay önce açılış onayının yaptırıldığını, pay devirlerinin gerçek olmadığını, devirler karşılığı ... Ltd.Şti.'ne bir bedel ödenmediğini, Bakanlık temsilcilerinin isteğine karşın yönetim kurulu karar defterinin ibraz edilemediğini, paydaş olmayan kişiye çağrı kağıdı gönderildiğini, bunun da çağrının usulüne uygun yapılmadığına karine teşkil ettiğini, bazı hissedarların kötüniyetli ve şuç teşkil eden fiilleri işleyerek davalı şirketin yönetim kurulunu oluşturduklarını, grup şirketlerinin hissedarı olan ...'un aynı gün yapılan... A.Ş.'...