e devrettiğini, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle TBK'nun 18 ve 19 maddesi gereğince iptali ile İİK'nun 283.maddesi gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde satış tasarrufun iptali ile taşınmazın borçlu adına tesciline verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, borçlu adına kayıtlı onbeş adet taşınmaz ve araç bulunduğundan aciz halinde olmadığını, davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Aile Mahkemesinin 2015/600 E. sayılı dosyasında boşanma davası açılmış ve ayrı yaşamaya başlamış olduklarını, yapılan devire yönelik muvazaa iddiasının davalılar tarafından hiçbir delille çürütülememiş olduğunu, boşanma davasının reddedildiğini, boşanma yargılaması süresince ve boşanma davasının reddi gerekçelerinden de anlaşılacağı gibi davalı T5'nın gerek evlilik boyunca gerek boşanma davasını açarken gerekse de dava süresince ekonomik çıkarları uğruna hareket etmiş, kesinleşen kararda da görüldüğü üzere evlilik birliği içerisinde dahi edinilmiş malları kaçırma gayesi gütmüş olduğunu, davanın TBK nın 19. maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali davası olduğunu, emsal yargıtay kararında evlilik birliği devam ederken eşlerin biri tarafından yapılmış olan muvazaalı işlemin iptali talebinde diğer eşin hukuki yararının olduğunun açıklandığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
19. Hukuk Dairesi 2015/11936 E. , 2016/3092 K."İçtihat Metni" Davacı ... vek. Av. ... ile davalılar 1-) ... vek. Av. ... 2-) ...vek. Av. ... aralarındaki iş makinesinin satışının muvazaa ve ehliyetsizlik nedeniyle iptali davası hakkında ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 15.05.2014 gün ve 2014/10 E.-2015/486 K.sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen 28.10.2013 tarihli noter satış sözleşmesinin okunaklı ve tasdikli bir örneği, yine satışa esas alınan 30 Eylül 2013 tarihli ...'a verilen vekaletnamenin okunaklı ve tasdikli bir örneği ile ....'nin şirket ana sözleşmesinin okunaklı ve tasdikli bir örneğinin eklendikten sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak davalılar arasında araç satışına ilişkin olarak yapılan tasarrufun muvazaalı olduğunun tespiti ile birlikte araç mülkiyetinin yeniden davalı eş adına tescili, olmadığı takdirde de davacıya alacağını tasarruf konusu araç üzerinden tahsil edebilmesine imkan verilmesi isteğine ilişkindir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş davanın TBK 19. maddesi anlamında satış işleminin iptali davası olduğu göz önüne alınarak işin esasına girilmesi ve taraf delilleri değerlendirilerek karar verilmesinden ibarettir." şeklindeki gerekçeyle eksik inceleme yapıldığından mahkeme kararının HMK 353/1- a.(6) maddesi gereğince kaldırılması gerektiği belirtilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/123 ESAS - 2020/333 KARAR DAVA KONUSU : Elektrik Aboneliği Sözleşmesinin Muvazaa Nedeniyle İptali KARAR : Sakarya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/123 Esas, 2020/333 Karar sayılı dosyasından verilen 19/06/2020 tarihli karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının elektrik dağıtım lisansına istinaden elektrik dağıtım işi yaptığını, 20/11/2018 tarihinde İstiklal Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı No:45/G Serdivan Sakarya adresinde dava dışı Ardiye Kahvaltı ve Şarküteri Hizm. San. Ve Tic. Ltd. Şti. 'nin satış sözleşmesi olmaksızın kaçak elektrik kullanımının tespit edildiğini, 09/01/2019 tarihinde elektriğin kesildiğini, fatura borcuna bağlı olarak Sakarya 1....
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin BK'nun 18(TBK'nun 19).maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemiş; Mahkemece de 27.9.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali davası olduğu belirlenmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın dava dilekçesinde; aile konutu olan gecekonduyu davalı eşinin diğer davalılara gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, taraflar arasında gerçekleşen satış vaadi sözleşmesinin olası bir boşanmanın sonuçlarından kurtulmak için mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını, gerçek bir devir iradesi olmadığını, bedel ödenmediğini, yapılan işlemin TBK uyarınca muvazaalı olduğunu, TMK m. 194 uyarınca da rızası olmadan yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu bu sebeplerle taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece diğer eşin rızası olmaksızın aile konutunun devredilemeyeceğine...
A.Ş. tarafından verilen tüm onay, izin ve muvafakatler ile ilgili sözleşmelerin ve tüm devir işlemlerinin (Satış, devir protokolü, kiralama v.b.) muvazaa nedeniyle iptali ile üretim lisanslarının T7 ve Tic. A.Ş. adına tescil edilmesine karar verilmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Buna göre dava TBK 19 maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı T7 ve Tic. A.Ş. tarafından verilen tüm onay, izin ve muvafakatler ile ilgili sözleşmelerin ve tüm devir işlemlerinin (Satış, devir protokolü, kiralama v.b.) iptali istemi olduğu anlaşılmıştır. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. HSK 1....