Bu ifadeler bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayanıldığı açık bir biçimde görülmektedir. Diğer taraftan davacı vekilince yargılama aşamasında verilen 10.04.2012 tarihli dilekçede ve özellikle 26.04.2013 tarihli celsede açıkça “…taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğine…” dair beyanda bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davada çok açık bir biçimde, muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır. Kaldı ki davalı taraf da davanın “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayalı olduğu şeklinde yorumlamış ve cevap dilekçesinde muvazaanın olmadığı, murisin vefatından on yıl sonra muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılamayacağına dair savunma yapmıştır....
-KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece bedele hükmedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş ise de, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olayda, vekalet görevinin kötüye kullanılması hususu davacı tarafından ispatlanmış değildir. Bu durumda davanın tümden reddi gerekirken bedele hükmedilmesi doğru değilse de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 100, 72 TL. bakiye harcının temyiz eden davacıya iadesine, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Talepten anlaşılacağı gibi dava nam-ı müstear nitelikli muvazaa nedenine dayalı olarak açılmıştır. Başkanlar Kurulunun 29.1.2007 günlü ve 1 nolu kararı ile İİK'nun 277 ve müteakip maddelerine dayanılarak açılan tasarrrufun iptali davalarının temyiz incelenmesi görevi dairemize verilmiştir. Dava nam-ı müstear ve muvazaa nedenine dayalı olarak açılmakta temyiz incelemesi görevi Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
MADDESİ UYARINCA MUVAZAA HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI İPTAL İSTEMİ KARAR TARİHİ : 12/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2021 İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/08/2020 tarih 2020/258 Esas sayılı ara kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İzmir İli, Karabağlar İlçesi, Bozyaka Mahallesi, 30837 ada, 33 parsel, 2.kat 2 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 3....
MADDESİ UYARINCA MUVAZAA HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI İPTAL İSTEMİ KARAR : İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29/12/2022 tarih 2022/405 Esas sayılı ara kararına karşı davalılar vekili tarafınca istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Türk Borçlar Kanunun 19. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazda, davalılar arasında yapılan temlikin, davacının, alacağıyla sınırlı olmak üzere iptali ile cebri icra yetkisi verilmesini ve taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Gerek dava dilekçesi, gerekse mahkemenin kabul biçimine göre dava, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Bu durumda mahkemece, davanın genel muvazaa davası olarak kabul edilip, ispat yükünün de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerekirken ispat yükünün davalı tarafa yüklenmesi suretiyle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. 2)Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davalıların diğer itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Isparta 1.Aile Mahkemesinin 2022/129 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen dosyada 18/02/2022 tarihli ara karar ile davacının muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin tefrik edildiği anlaşılmıştır. Davacının boşandığı eşi T4 ile diğer davalı arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, tapu kaydının iptali ve taşınmazın 1/2 oranında davacı namına tesciline yönelik istek bakımından Uyuşmazlık "muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil" istemine ilişkin olup, inceleme görevi Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2020 tarih, 564 ve 586 sayılı iş bölümü kararı gereğince Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olaya gelince; mahkemece, 818 Sayılı Eski Borçlar Kanununa göre, bir işlemin muvazaalı olarak yapıldığının kabulü için görünürde bir işlemin olması, taraflar arasında muvazaa anlaşması olması, gizli bir işlemin olması ve aldatma kastının olması gerektiği, tarafların muvazaa iddiasını yazılı şekilde ispat etmesi gerekirken üçüncü kişilerin her türlü delil ile muvazaa işlemini ispat edebileceği dosya kapsamından dinlenen tanık beyanları getirtilen belgeler değerlendirildiğinde taraflar arasında yapılan işlemin muvazaalı şekilde yapıldığını davacı tarafın ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil kararı verilmesi isteğinde bulundukları dikkate alınarak, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme...
Diğer yandan muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalar münhasıran Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini tayin eden HUMK.’nun 8. madde kapsamında da değildir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın birleştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığı, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....