WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacı ile danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeni ile temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İcra İflas Kanunu' nun 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak hüküm kurulması gerekecektir....

Şu halde davacının muvazaa tespiti yapılan dönem sonrası işe alınmış olmasına göre, hizmet alım sözleşmesinde yapılmış bir muvazaa olmadığı, davacının ne iş için alınmışsa o işte çalıştırıldığı, usulüne uygun hizmet alım sözleşmesi doğrultusunda taşeron işçisi olarak çalıştığı, davalı kurumun işçisi sayılmasını gerektirecek bir muvazaanın bulunmadığı sabit olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "...Yapılan incelemede Davanın, muvazaa iddiası ile sıra cetvelindeki sıra ve alacağa yönelik yapılan itiraz ve sıra cetvelinin iptali talebinden ibaret olduğu, davalıların davanın reddini savunduğu, süresinde açılan davanın esasına yönelik hüküm kurabilmek için sıra cetvelinde alacaklı görülen davalıların alacaklarının muvazaalı olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği anlaşılmıştır. Davalılardan T5 yönünden yapılan incelemede, davacının alacağının dava dışı Cenap Altınbaş tarafından keşide edilen 20/10/2015 tarihli kambiyo senedi vasfındaki çeke dayandığı, alacağın tahsili için Bakırköy 17....

    Muvazaa mutlak muvazaa ve nisbi muvazaa olarak ikiye ayrılmakta olup muvazaalı bir hukuki işlemden sözedilebilmesi, tarafların iradeleri ile beyanları arasında bilerek yaratılmış bir uygunsuzluk, muvazaa anlaşması ve üçüncü kişileri aldatma (muvazaa) kastı unsurlarını taşımasına bağlanmaktadır. Ayrıca muvazaaya dayalı davalar, işlemin tarafları veya menfaati bulunan üçüncü kişiler tarafından açılabilir. Davacı taraf, dava dilekçesi ve mahkememizce HMK 31 gereğince verilen süre içerisinde sunmuş olduğu beyan dilekçesinde, davalı ......

      Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı tarafça yalnızca sıra derece kararının ilk sırasında yer alan alacağın muvazaalı olduğunun iddia edildiği ikinci ve sonraki sırada yer alan alacakların muvazaalı olduğuna yönelik bir iddia olmadığı gibi bu alacakla ilgili herhangi bir dava açılmadığı, bu itibarla ilk alacağın muvazaalı olduğu ispatlansa dahi davacının alacağının ilk sıraya alınmasının mümkün olmadığı, diğer sıra alacaklıların öncelikle yararlanacağı, davacının takiplerinin ise sonraki sıralarda olduğu gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 142/1. maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden 7 gün içinde her alacaklı takibin ... edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak yapılan kesintilerinin davacının alacak ve ferilerini geçmeyecek biçimde öncelikli ödenmesi gerekir. Bilindiği üzere, muvazaa, kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazan aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa). Veya gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerine uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler ( nisbi muvazaa)....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda mahkemece muvazaa nedeniyle iptal davası yönünden "devir tarihinin senedin vade tarihinden önce yani borcun doğumundan önce olduğu" gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de; davacının 25/01/2008 düzenleme, 15/12/2008 vade tarihli senede dayanarak icra takibinde bulunduğu ve takibin kesinleştiği, yine davacının muvazaalı olduğunu öne sürdüğü tasarrufun ise takibin dayanağı senedin düzenleme tarihinden sonra olacak şekilde 05/11/2008 tarihli olduğu, bu haliyle borcun doğum tarihi olarak takibin dayanağı senedin düzenleme tarihinin esas alınması gerekirken vade tarihi esas alınarak muvazaa nedeniyle iptal istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır....

        Noterliğinin 14.11.2019 tarihli ve 17788 yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi ile ... ... Bankası ... Şubesi'nin iktisabında olan ipotek hakları da dahil olmak üzere alacağı temlik aldığını, temlik sözleşmesine göre ...'a kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacağın 672.588,55 TL'lik kısmını ve bu alacakların teminatını teşkil eden ipoteği devraldığını, davalı şahsın kanuna uygun bir temlik sözleşmesi ile alacağı devraldığını ve davacıyı ihtarname göndermek sureti ile bilgilendirdiğini, davalının muvazaa ile mal kaçırmak gibi bir amacının söz konusu olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, ... Bankasının da davalı olarak dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. 2. İhbar olunan ... ... Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili banka lehine ipotekli iken alacağın ve ipoteğin davalı ...'a temlik edildiğini, davanın kredi borçluları ... Tur. İnş. Eml. .... Ltd....

          Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....

          Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır....

          UYAP Entegrasyonu