WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı cevabında alacağının bonoya dayalı olduğunu ve mirasçıların takibe itiraz etmediklerini, ihalenin de itiraza uğramadığını; borçluya ölümünden önce borç verdiğini, her iki yanın tacir olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....

      Yine muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilecek olup, muvazaa iddialarında hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmaz. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK.'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK.'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

      Üçüncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacı ile danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeni ile temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İcra İflas Kanunu' nun 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak hüküm kurulması gerekecektir....

      Dosya içeriğine göre; davacı talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik olduğu, çoğun içinde az da vardır kuralı gereği ihtiyati tedbir talebi içinde ihtiyati haciz talebi de olduğu ve İİK'nun 257 ve devamı maddeleri ile İİK'nun 281. maddesindeki şartların oluştuğu anlaşıldığından; Davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE 1- Dahili davalı T4 vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Manisa 1....

      D.. vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı ( muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklı üzerinde olup, davalı N.....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1, 2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ancak bu tür davaların görülebilmesi içinde diğer dava koşularının yanında davacıların borçlulardan alacaklı olmaları yani hukuki yararlarının olması gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2019/937 E., 2020/5567 K. sayılı kararı) 6098 sayılı TBK 19. maddesinde; “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir....

        Ardından davacının çalışmasına dayanak oluşturan hizmet alım sözleşmeleri tek tek ele alınarak, davacı tanığının tekrar beyanına başvurulmalı, davacı ve davacı tanığını işyerinde görüşme sıklıkları ile yine davacının ağırlıklı olarak yaptığı iş belirlenmeli ve ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında davacının çalıştırılıp çalıştırılmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra muvazaa hususu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Ardından davacının çalışmasına dayanak oluşturan hizmet alım sözleşmeleri tek tek ele alınarak, davacı tanığının tekrar beyanına başvurulmalı, davacı ve davacı tanığını işyerinde görüşme sıklıkları ile yine davacının ağırlıklı olarak yaptığı iş belirlenmeli ve ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında davacının çalıştırılıp çalıştırılmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra muvazaa hususu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Ardından davacının çalışmasına dayanak oluşturan hizmet alım sözleşmeleri tek tek ele alınarak, davacı tanığının tekrar beyanına başvurulmalı, davacı ve davacı tanığını işyerinde görüşme sıklıkları ile yine davacının ağırlıklı olarak yaptığı iş belirlenmeli ve ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında davacının çalıştırılıp çalıştırılmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra muvazaa hususu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu