Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut davada da aynı ihale dönemine yönelik talepte bulunulduğu dikkate alındığında söz konusu ihale dönemi için davacı yönünden kesinleşmiş muvazaa tespitine ilişkin hüküm bulunduğundan aynı ihale dönemi için alacağın hüküm altına alınması gerekirken davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün, yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut davada da aynı ihale dönemine yönelik talepte bulunulduğu dikkate alındığında söz konusu ihale dönemi için davacı yönünden kesinleşmiş muvazaa tespitine ilişkin hüküm bulunduğundan aynı ihale dönemi için alacağın hüküm altına alınması gerekirken davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün, yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut davada da aynı ihale dönemine yönelik talepte bulunulduğu dikkate alındığında söz konusu ihale dönemi için davacı yönünden kesinleşmiş muvazaa tespitine ilişkin hüküm bulunduğundan aynı ihale dönemi için alacağın hüküm altına alınması gerekirken davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün, yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut davada da aynı ihale dönemine yönelik talepte bulunulduğu dikkate alındığında söz konusu ihale dönemi için davacı yönünden kesinleşmiş muvazaa tespitine ilişkin hüküm bulunduğundan aynı ihale dönemi için alacağın hüküm altına alınması gerekirken davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün, yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın kabulü nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılmasından dolayı davacı tarafından yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati talebin kabulü kararına karşı yapılan itirazın reddi nedeniyle davalı T4 vekili tarafından yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır....

          Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece “...Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabul edilmesinde ve miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, taraflardan da sorulmak suretiyle emsal satışların sunulması halinde mukayeseli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ile sonucu gidilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 19.687,50 TL alacağın miras bırakanın ölüm tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

            Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Öte yandan "Bekletici Sorun" başlıklı HMK'nın 165. Maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü bulunmaktadır. Somut olayda, davacı tarafından İstanbul Anadolu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/206 Esas sayılı dosyasındaki dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup eldeki dava ise TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil davasıdır....

            Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında davalı 3. kişi olan ... ve 4.kişi olan ... ile davalı borçlu arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece; davalı 3.kişi ...'ün diğer davalı borçlu ...'ın yıllardır birlikte yaşadığı ...'in amcasının kızı ... 'ün kocası olduğu tespit edildiğinden, davalılar arasındaki bu bağ sebebiyle davalı ...'...

              Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu açıklamalar ışığında eldeki davanın, İİK. 277. ve devamı maddelerine, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine de dayanıldığı, davanın terditli olarak açıldığı görülmektedir. Davacı tarafın dayandığı haciz tutanağı, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı adreste 10/03/2021 tarihinde düzenlenmiş olup, adres yetersizliğinden tespit yapılamadığı yazılıdır....

              UYAP Entegrasyonu