Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin İptali ( Mutlak Butlan Nedeniyle) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 154.30 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2019 (Pzt.)...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlenmenin İptali (Nisbi Butlan Sebebiyle) davasında davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkemece butlan sebebinin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde, toplanan deliller ve yapılan soruşturma dikkate alınarak herhangi bir isabetsizlik yoktur. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Şekli nitelikteki emredici ... kurallarına aykırılık halinde kurucu unsurlarını, örneğin irade beyanının, icap kabulün bulunmaması halinde hukuki işlem şeklen dahi meydana gelmemektedir; ....., ...... ve Türk Hukukunda hukuki işlemin şekli unsurlarını tespit eden emredici ... kurallarına aykırılık sebebiyle hukuki işlemin mevcudiyet kazanmaması halinde hukuki işlemin yokluğundan söz edilir. (.............................) Butlan sebeplerine gelince, genel olarak butlan halleri, Borçlar Kanununun ... ve ....maddelerinde belirtilmiştir. Bu hükümlere göre; konuları bakımından imkansız veya emredici ... kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı olan hukuki işlemler butlan nedeniyle geçersizdir. Kanunen uyulması zorunlu olan ve aksi kararlaştırılamayan ... kuralları, emredici özellikleri itibariyle mutlak ve nisbi emredici hükümler diye iki gurupta toplanırlar. .....- Türk Hukukunda özel, ilişkin, emredici hükümlere aykırılık halinde mutlak butlandan söz edilir....
CEVAP 1.Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kadının ailesinin ayrı eve çıkılmasını istemediğini, kadının günlük işleri dahi yapma becerisinin olmadığını, doktora zorla götürmediğini ancak gittiklerinde kadının mental reterdasyonu olduğunun tespit edildiğini iddia ederek mutlak butlan nedeniyle evliliğin iptali, aksi takdirde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2. Davalı erkeğin mutlak butlan nedeniyle evliliğin iptali talebi tefrik edilerek İlk Derece Mahkemesi'nin 2021/259 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş; yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptaline karar verilmiş; iş bu karar 01.06.2022 tarihinde kesinleşmiştir. III....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davaya konu genel kurulda alınan kararlara bakıldığında butlan davası açılabilecek hallere örnek olacak hiçbir karar ve içerik bulunmadığını; kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemli dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde genel kurulda ve kararlarda butlan sebebi olarak hiçbir sebep ileri sürülmediğini; süreç içinde davacı yanca açılan davalar ve şikayetler özetlenmediğini beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz. DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/02/2020 Tarih -2019/1192 Esas - 2020/83 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; genel kurul kararlarının butlanla malul olduğunun tespitine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
ın karar tarihinde 91 yaşında olduğunu, delirium hastalığı sebebiyle temyiz gücünün, hukuki ehliyetinin bulunmadığını, ortaklar kurulu kararının hükümsüz, mutlak butlan ve yoklukla malul olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 06/06/2003 tarihinde 2003/4 sayılı A..... M...... M.....'a ait taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğüne, mutlak butlanla malul ve yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, esas yönünden ise A...... M....M.....'ın temyiz kudretinden yoksun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının murisi ve işlem tarihi itibariyle davalı şirketin ortağı olan A..... M...... M.......'ın 06/06/2003 toplantı tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle katıldığı ortaklar kurulu toplantısının hükümsüz olduğu gerekçesiyle davalı K.... M.... Evleri Turizm. Tic....
Yok hükmündeki bir evlenme sebebiyle mirasçılık sözkonusu olamayacağından ..., muris ...’in mirasçısı olarak kabul edilemez. Olayda mutlak butlan sebeplerinin irdelenmesine gerek olmadığı gibi ...’in ilk eşi ...’nin evliliğinin ... yönden bir önemi de bulunmamaktadır. Yoklukla malul bulunan evlilik halinde önceki evliliğin bir önemi olamaz. Yok hükmündeki evlenme halinde evlilik hiç olmadığı için dolayısıyla evliliğin doğurduğu sonuçlar da meydana gelmeyecektir. Mahkemece, bu husus dikkate alınarak davanı reddine karar verilmesi gerekirken, mutlak butlandan hareketle yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Diğer yandan, davacılar vekili ......
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK'nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve katılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Somut olayda; davalı kooperatif 43 ortaklı olup, tasfiye edilmiş değildir....
Bozma sonrasında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/02/2017 tarihli davanamesi ile davalı erkeğin tarafların evlendiği tarihte başka biri ile evli olduğu gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca evliliğin iptali talebiyle kamu davası açılmış, mahkemece boşanma ve mutlak butlan davalarının birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince 15/10/2019 tarihli karar ile evliliğin mutlak butlanına, kadının boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, kadın yararına 30.000 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminata, kendini vekil ile temsil eden davacı kadın yararına 2.725 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....
dolayısıyla 11.01.2014 tarihinde anataşınmazın 2/3 kısmının fiili kullanıma uygun olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığa bakmakla görevli oldukları tespit edilmiş olmakla, davacı vekili her ne kadar 2/3 fiili kullanım şartının sağlanmamış olmasının toplantının mutlak butlan ile hükümsüz sayılması sebebi olarak belirtmiş ise de bu şartın sağlanmamış olması uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının ve görevli mahkemenin belirlenmesi açısından önem arzedeceği, ayrıca iptali istenen toplantıda alınan kararlarda ayrıca mutlak butlan sebebi sayılacak başka bir hususa rastlanılmadığından, davanın KMK madde 33/1'de öngörülen bir aylık süre içerisinde (02.06.2014 tebliğ tarihinden bir ay sonra davanın açılmış olması nedeniyle) açılmadığı anlaşıldığından davanın süre yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....