Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ortaklarından olduğunu, 13/03/2014 tarihinde bu ortaklıktan ayrılarak borçlu şirket ile ilgi ve ilişkisi kalmamış olmasına rağmen alacaklı tarafın istihkak iddiasını sanki yargılaması yapılmış ve kesinleşmiş bir istihkak davasının kararı gibi göstererek davacının iş yeri adresinde 20/10/2015 ve 10/12/2015 tarihlerinde fili haciz yaptığını ve eşya kaldırmak istediğini, davacı müvekkilinin haciz baskısı altında işlerinin aksamaması ve çevre esnafına karşı mahcup olmamak gibi zorda kalma nedenleriyle 27.265,00 TL ve 11.185,90 TL olmak üzere toplam 38.450,90 TL takip bedelini borcu kabul etmemek kaydıyla ve dava açmak üzere ihtirazı kayıtla icra dosyasına yatırmak zorunda kaldığını, davaya konu haciz adresinin ticaret sicil kayıtlarında davacı müvekkili adına kayıtlı olduğunu, söz konusu adreste borçlu ... Ltd....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, dava ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vasisi, davacı ...'in demans hastası olması sebebi ile......

      Zira sebepsiz zenginleşme davasının açılamayacağı haller sınırlı sayıda olup, bunlar; zamanaşımına uğramış bir borcun ifası, ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi, diğer eksik borçların ifası (evlenme simsarlığından, kumar ve bahisten doğan borçlar gibi) ve hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeylerdir. Ancak, batıl bir sözleşmeden (TBK Mad. 27) doğan edimler ifa edildiği takdirde, bunlar ilke olarak sebepsiz zenginleşme ya da istihkak davası ile geri istenir. Ne var ki, Kanun, bu madde ile hukuka ve ahlaka aykırılık nedeniyle batıl olan bir sözleşmeden doğan edimlerin ifası halinde, bu kurala istisna getirmekte ve bunların geri istenemeyeceğini hükme bağlamaktadır....

      Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında tereke adına açılan ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı ... Medeni Kanunu 640. md.) tartışmasızdır....

        in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleştirilen davalar ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, tenkis ve ...... isteklerine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazların vekil kıldığı oğlu ...... tarafından satış suretiyle davalılara temlik edildiğini, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile, olmadığı takdirde tenkise; iyiniyetli üçüncü kişilere yapılan taşınmaz devirleri nedeniyle de ......a karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

          CEVAP: Davalı vekili 06/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, borcun kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir haklı sebebe dayalı olmaması gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için diğer şartların yanında en önemlisinin zenginleşenin malvarlığında meydana gelen artışın haklı bir sebebe dayanmaması olduğunu, zira zenginleşmeyi doğuran sebebin kazandırma veya zenginleşenin müdahalesi ya da umulmayan bir olay olabileceğini, zenginleşme bu olaylardan hangisinden kaynaklanırsa kaynaklansın mutlaka haklı bir sebebe dayanması gerektiğini, olayın sebepsiz zenginleşme şartlarını taşımadığının açık olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği gibi zamanaşımına uğramış bir borç söz konusu olsa da zamanaşımına uğramış borcun, alacaklının alacak hakkını ortadan kaldırmayacağını, dolayısıyla bu tür bir...

            Davalılar da, murisin vesayet altına alındığını, satış tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını savunmuşlardır. Davalıların murisi satıcı Behice’nin başka dosyalarda alınan ... kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu raporunda 24.1.1996 tarihi ile 15.9.1997 tarihlerinde hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı ve vesayet altına alınması gerektiği açıklanmış ve 10.8.1999 tarihli ilam ile de vesayet altına alındığı anlaşılmıştır. Buna göre davalıların murisi satıcının akit tarihinde hukuki işlem ehliyetini kaldıracak şekilde ruhsal 2008/12812-5759 rahatsızlığı olduğu ve bu sebeple vesayet altına alındığı gözetildiğinde, satıcı murisin hukuki işlem ehliyetinin olmaması nedeniyle yapılan satış işlemi MK’nun 15.maddesi hükmü uyarınca geçersizdir. Bu takdirde geçersiz sayılan satış işlemi nedeniyle verilen satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talep edilebilir....

              Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Somut olayda, harici satım sözleşmesine konu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde bulunduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olup davalıların da kabulündedir....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler....

                  Sebepsiz zenginleşmeden sözedilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle taşınmaz satışının yapıldığı, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir....

                    UYAP Entegrasyonu