Sayılı dosyası ile davacı Şehriban aleyhine muris muvazaası sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bu davanın da eldeki dava ile birleştirilmesi gerektiğini, muris muvazaası iddialarının ispatlanmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava ve birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil talepli dava olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde "asıl davanın ve birleşen davanın reddine" dair verilen karara karşı davacı birleşen davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00 TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.Diğer yandan; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu da kuşkusuzdur. Somut olayda, taşınmazdaki temlike konu payın keşfen belirlenen değerinden (220.998,27TL) davacının miras payına(1/7) isabet eden kısmın 31.571,18TL olduğu gözetildiğinde, bu miktarın temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmaktadır....
nin hukuki işlem ehliyetinin bulunduğunun Adli tıp kurumu raporu ile belirlendiği, muris muvazaası yönünden ise dava tarihi itibariyle ...'nin sağ olduğu, her davanın açıldığı şartlara göre değerlendirileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava tarihinde davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı, muris muvazaası hukuksal nedeniyle dava açma koşulunun temliki yapan miras bırakanın ölümü ile oluşacağı ve süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, temlikin mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00 TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür. Diğer yandan; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu da kuşkusuzdur....
İcra Müdürlüğünün 2010/1500 Esas sayılı icra takip dosyasına konu, borçlusu mirasbırakan, alacaklısı davalı olan 500.000,00 TL bedelli senedin muris muvazaası nedeniyle iptaline veya tenkisine karar verilmesini, davalının icra takip dosyasında tahsil ettiği bedelin de terekeye iadesini veya tenkisini istemiştir. Davalı, yetkisizlik itirazında bulunmuş, muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın tefriki ile ayrı esasına kaydedilmesine karar verilmiş, borç senedi ile ilgili olarak ise dava konusu taşınmaz mal olmadığından muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00 TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür. Diğer yandan; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu da kuşkusuzdur....
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali-tescil davalarında, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, davaya konu taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerlerine göre; davacı ...'in muris ... ...'dan gelen davaya konu pay değerinin 62.499,56 TL olduğu ve bu miktarın 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır....
muris Fatma Temel'in iradesinde herhangi bir sorun olmadığını, Konya 2....
Davalıların temyiz nedenleri muris muvazaası yönündeki kabule ilişkindir. Bu yönüyle mahkemenin kabulü toplanan delillere uygun düştüğünden, temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılmıyoruz....
Mahkemece, muris muvazaası çerçevesinde değerlendirme yapılarak pay devirlerinin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğu gerekçe gösterilip davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, kişisel hakkın devri niteliğindeki şirket hisselerinin devrinde muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK′nın uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur. Diğer taraftan, hâkim davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca, ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgulara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir....