WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın 2957 ada 226 parselde bulunan maliki olduğu 10 nolu daireyi davalıya 03.03.2000 tarihli akit ile hibe ettiğini, saklı payının zedelendiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiş;yargılama sırasında ise 07.10.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur. Davalı,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenemeyeceğini; bağışlamanın saklı payı zedeleme kastıyla yapılmadığını, çekişmeli taşınmazın 3. kişi Nilüfer'e satıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davaya tenkis davası olarak devam olunarak tenkis isteğinin bilirkişi raporuna atfen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;1916 doğumlu mirasbırakan H.. S..'...

    -KARAR- Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tazminat; birleştirilen dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....

      -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece bedele hükmedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş ise de, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olayda, vekalet görevinin kötüye kullanılması hususu davacı tarafından ispatlanmış değildir. Bu durumda davanın tümden reddi gerekirken bedele hükmedilmesi doğru değilse de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 100, 72 TL. bakiye harcının temyiz eden davacıya iadesine, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, alacak isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş ise de, daha önce eldeki dosyanın davalıları tarafından davacıya karşı açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemli davada yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğuna karar verildiği, söz konusu kararın derecattan geçmek sureti ile kesinleştiği dolayısıyla ortada geçerli bir satış olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken bedele hükmedilmesi doğru değilse de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 143.10.-TL fazla yatırılan harcın davacıya iadesine, 05.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...' ın raporu okundu, düşüncesi alındı, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle; karara esas alınan, davacının 8/16 oranında mirasçı olduğuna ilişkin veraset ilamı hatalı olmasına karşın, bu hususun temyiz konusu yapılmadığından, davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.839.08.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak davada ehliyetsizlik yanında muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanılmıştır. Bilindiği üzere Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

              Davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Asıl davada ehliyetsizlik hukuksal nedenine, birleştirilen davada da hem ehliyetsizlik hem de muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptal- tescil istenildiği açıktır. Bu durumda asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ehliyetsizlik yönünden davanın reddine, muris muvazaası yönünden ise kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( TMK ) 28.maddesi uyarınca ölümle kişiliğin son bulduğu gözetilip davanın tarafları olan tüm mirasçılar adına tescil hükmü kurulması gerekirken, ölü kişi ( mirasbırakan ) adına tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

                  Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku yoktur. Davacılar, somut olayda tazminat isteğini tercih etmişlerdir....

                    Şöyle ki, muris tarafından açılan davada hata-hile hukuksal nedenine dayanılmış, mirasçı ... tarafından açılan davada ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılmıştır. Bu durumda, dava sebeplerinin aynı olmadığı kuşkusuzdur. Mirasçı ... tarafından açılan 2002/424 esas sayılı davada yanlış değerlendirme ile verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen kararın davacıları bağlayacağından söz edilemez. Anılan ilam olsa olsa o davanın davacısı ... bakımından bağlayıcı olacaktır. Hal böyle olunca; davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddialarının incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanıp varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir..…" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu