GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris Feyzi Çakır'ın tarafların babası olduğunu, davacı T1 ile davalı T3 kardeş olduğunu, muris hayatta iken tamamının maliki olduğu İstanbul ili, Kağıthane ilçesi, Merkez Mahallesi, 6014 ada, 31 parsel sayılı 116,26 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazın 1/2'sini davalı/kızı Aysel Çakır'a satış suretiyle temlik ettiğini, dava konusu taşınmazın 1/2'si muris Feyzi Çakır, 1/2'sinin davalı Aysel Çakır adına kayıtlı olduğunu, talebinin davalı Aysel Çakır adına kayıtlı olan 1/2 hissesinin 1/2'sinin iptali istemi olduğunu, davanın kabulle sonuçlanması durumunda muris adına kayıtlı olan hisse aynı oranda (1/2), davalı adına olan 1/2 hissenin 1/2'sinin iptali halinde hissenin 1/4, davacının hissesinin de 1/4, davacının hissesinin de 1/4 olacağını, her ne kadar işlem satış olarak görülse de gerçekte işlemin muvazaalı olduğunu, (asıl ve gerçek niyetin bağışlama amacı taşıdığını), davanın muris muvazaası hukuksal...
Somut olaya gelince, davacılar dava dilekçelerinde murisin mal kaçırmak amacıyla taşınmazların davalılar adına tescilinin sağlandığını beyan etmişler, öninceleme duruşmasında da davanın muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu tespit edilmiş taraflar bu hususa itiraz etmemiştir. Mahkemenin nihai kararında da dava muris muvazaası olarak vasıflandırılmış davacılar bu hususu da istinaf konusu yapmadığı gibi davacılar vekili istinaf talebinde de davalarının muris muvazaasına dayandığını ısrarla vurgulamıştır....
Hal böyle olunca; davacının talebinin tazminat olarak kabulü ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davacı vekilinin, 14/03/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında açıkça taleplerinin muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteminden ibaret olduğunu beyan ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 119/1-g ve 140/3. fıkraları uyarınca eldeki davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olduğu, dava konusu taşınmazda mirasbırakandan davalıya kayda dayalı yapılmış bir temlik bulunmadığı, bu haliyle 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olması, bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... bakımından davanın kabulüne, davalı ... bakımından ise davanın usulden reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla; davalının temyiz sebebi olarak ileri sürdüğü ehliyetsizlik hukuki sebebinin istinaf nedenleri arasında yer almadığı anlaşıldığından, istinaf edilmeyen bir hususun temyize de getirilemeyeceği gözetilerek yalnız muris muvazaası hukuki nedenine yönelik olarak temyiz incelemesi yapılmıştır. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1896 KARAR NO : 2021/1344 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/27 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Muris Muvazaası Nedeniyle) KARAR : Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/04/2021 tarih 2021/27 Esas sayılı ara kararına karşı, davalı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal tescil talep etmiş taşınmazın satılması üzerine talebini tazminat olarak devam ettirmiştir....
Taraflar arasındaki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince muris muvazaası yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.03.2024 tarihli ek karar ile kesin nitelikte verilen kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca uyarınca temyiz yoluna başvurulamayan kararlardan olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir....
Asıl dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava ise, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tazminat isteğine ilişkin olup pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davada, davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Dosya içeriğine göre; asıl davada davalı ... adına kayıtlı dava konusu 6 no.lu bağımsız bölümün dava tarihindeki keşfen saptanan değeri olan 160.000,00 TL üzerinden davacılar, ..., ... ve ...'in her birinin miras payına (10/180) 8.888,89 TL, ... ve ...'in her birinin miras payına (15/180) ise 13.333,34 TL; davalı ... adına kayıtlı dava konusu 1942 ada 7, 8 ve 12 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan toplam değeri olan 819.970,00 TL üzerinden davacılar, ..., ... ve ...'...
′ın mirastan feragat ettiğini, taraf sıfatı kalmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazın davacının borçlusu ... tarafından değil mirasbırakanı ... tarafından davalıya temlik edildiği, bu nedenle somut olayın İİK′ndaki tasarrufun iptali hükümleri yerine muris muvazaası hükümleri çerçevesinde değerlendirildiği, ancak davacı alacaklı ...′in mirasçı olmamasından ötürü muris muvazaası davasını açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, dava konusu 58 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... adına kayıtlı iken; mirasbırakanın, taşınmazın çıplak mülkiyetini 15.08.2011 tarihinde kızı ...′e satış yoluyla temlik ettiği; 13.01.2014 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak oğlu ... ile kızı ...'in kaldığı getirtilen kayıt ve belgelerden görülmektedir....
Hal böyle olunca, muris muvazaası yönünden yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde tüm delillerin değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....