nin hukuki işlem ehliyetinin bulunduğunun Adli tıp kurumu raporu ile belirlendiği, muris muvazaası yönünden ise dava tarihi itibariyle ...'nin sağ olduğu, her davanın açıldığı şartlara göre değerlendirileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava tarihinde davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı, muris muvazaası hukuksal nedeniyle dava açma koşulunun temliki yapan miras bırakanın ölümü ile oluşacağı ve süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yargılamanın yenilenmesi koşulları gerçekleşmediğine, muris muvazaası olgusunun var olabilmesi için kendisine taşınmaz temlik edilenin mirasçı olabileceği gibi üçüncü bir kişide olması mümkün bulunduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362'nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366’ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali-tescil davalarında, tarafların kendi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Dosya içeriğine göre, davaya konu 10513 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalılar ... ve ...'...
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, temlikin mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00 TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür. Diğer yandan; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu da kuşkusuzdur....
İcra Müdürlüğünün 2010/1500 Esas sayılı icra takip dosyasına konu, borçlusu mirasbırakan, alacaklısı davalı olan 500.000,00 TL bedelli senedin muris muvazaası nedeniyle iptaline veya tenkisine karar verilmesini, davalının icra takip dosyasında tahsil ettiği bedelin de terekeye iadesini veya tenkisini istemiştir. Davalı, yetkisizlik itirazında bulunmuş, muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, 1 numaralı bağımsız bölüm yönünden davanın tefriki ile ayrı esasına kaydedilmesine karar verilmiş, borç senedi ile ilgili olarak ise dava konusu taşınmaz mal olmadığından muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu 979 parselin ölünceye kadar bakma akdiyle temlik edildiği, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, muris muvazaası iddiasının da kanıtlanamadığı, yine dava konusu diğer iki taşınmazın bağışlandığı, bu taşınmazlar bakımından da muris muvazaası, olmaz ise tenkis bakımından murisin ölüm tarihi ve dava tarihi arasında ölüm tarihinde uygulanacak yasa hükmü nedeniyle zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı ve davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.70.-'er TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davacıdan ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 362/1-a maddesi uyarınca, 2019 yılı itibariyle dava değeri 58.800,00 TL'den az olan davalara ait bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür. Diğer yandan; muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu da kuşkusuzdur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; muris muvazaası nedeniyle Tapu İptali ve Tescil davasında Yargıtay içtihatları doğrultusunda mahkemece araştırılması gereken hususlar olduğunu, ayrıca murisin denkleştirme yapıp yapmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, murisin video görüntülerinin davalı tarafça hazırlanan aldatmaya yönelik kurgudan ibaret olduğunu, murisin akli melekelerinin yerinde olmadığına dair rapor olduğunu, murise davacıların bakmadığı yönündeki iddiaların dinlenemeyeceğini, davalı T7 beyanından murisin minnet duygusuyla değil acıma duygusuyla taşınmazı davalıya devrettiğinin anlaşıldığını, taşınmazın gerçek değerinin altında devredildiğini, tanık beyanlarındaki çelişkilerin giderilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ehliyetsizlik ve muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 11.01.2021 tarihli 2019/4318 esas 2021/30 karar sayılı kararı ile muris muvazaası yönünden de işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden karar bozulmuş, dairemizce bozma ilamına uyularak muris muvazaası yönünden gerekli araştırmalar yapılarak dairemizce 27.10.2021 tarihli 2021/370 esas karar ile davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili yargılama safhalarında her ne kadar yapılan devrin mahkeme kararı ile yapıldığını , bu nedenle muris muvazaası oluşmayacağını iddia etmiş ise de, dava konusu taşınmazda yapılan pay devrine dayanak Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/347 Esas, 1988/ 193 Karar sayılı kararı incelendiğinde, kararda davalı ve dava dışı Kadriye ALVER'in dava konusu taşınmazı satın aldığı iddiasıyla murise başvuruda bulunduğunun kararda anlaşıldığı, mahkeme kararında yapılan devrin satış işlemi şeklinde gösterildiğinin sabit olduğu, işlemin satış olarak gösterilmesinin muris muvazaası için yeterli olduğu, satışın şeklinin muris muvazaası yapılmadığı anlamına gelmeyeceğinden , davalı vekilinin bu iddiası mahkememizce kabul görülmemiştir....