Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
Temyiz Sebepleri 1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun emsal uygulamalara aykırı olduğunu, Mahkeme kararının yeterli gerekçe içermediğini, munzam zararın somut delillerle ispatının mülkiyet hakkının ihlali sonucunu yaratacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. 2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının munzam zararının varlığını somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, munzam zararın kanıtlanamadığını ileri sürerek kararın değişik gerekçe ile reddedilmesini istemiştir. 3.Ferî müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı bankanın ödeme yapmamasında kusurunun olmadığını, davacının ilk açtığı davaların reddedildiğini, davacının munzam zararının varlığını somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, munzam zararın kanıtlanamadığını ileri sürerek kararın değişik gerekçe ile reddedilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, munzam zarar alacağının tahsili istemine ilişkindir. 2....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder. ” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanuni tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukuki kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faizivle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar. borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder. ” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanuni tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukuki kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faizivle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar. borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar. temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (----)....
TBK'nın 122., mülga 818 Sayılı BK'nun 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar ise; para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde ortaya çıkar ve borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsar. Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. TBK’nın 122. maddesi, kaynağı ne olursa olsun temerrüt faizi yürütülebilir nitelikte olmak koşuluyla bütün para borçlarında uygulanma olanağına sahiptir. Munzam zarar borcunun hukukî sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır....
İstinaf Sebepleri Davacı; ... meslek erbabı olduğu ve ticaretle uğraştığını, 12.12.1990 tarihinde alacağı temlik alırken tamamen dosyanın tahsil kabiliyetine duyduğu ... dolayısı ile aldığını, uyuşmazlık konusu alacağı temlik aldığı tarihte tahsil edebilseydi çok farklı alanlarda kullanabileceğini, işini büyütebileceğini veya yatırım yapabilir durumda olacağını, alacağın ticaret hayatında kullanılacağının hayatın olağan akışı ile uyumlu olduğunu, karar verilirken munzam zarara ilişkin hiçbir tespit yapmaksızın davanın reddedildiğini, enflasyon, devalüasyon olup olmadığı, paradaki değişiklikler, munzam zarar talep edenin yaşam koşulları gibi değişikliklerin bütün ayrıntısı ile dikkate alması gerektiğini, munzam zarar koşullarının oluştuğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Feri Müdahil OYAK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının muhtemel kar ya da farz edilen gelir gibi somut olay gerçekliğine dayanmayan birtakım tespitlerin kapsamında talep ettiği munzam zarar iddiasının gerçekliğe dayanmadığını, munzam zarar iddiasını dayandırdığı asıl alacak iddiasını daha öncesinde açmış olduğu davasında mahkeme tarafından belirlenen en yüksek orandaki faizi ile birlikte tahsil ettiğini, davacının başkaca munzam zarar iddiasında bulunmadığını, müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davanın asıl muhatap olan TMSF'ye tevcih edilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ileride müvekkili kurumun hak kaybına ve zarara uğramasını önlemek üzere davaya davacı yan yanında feri müdahil olarak katılmasını bildirilerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Munzam zarar bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyla, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sonuç ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması halinde dahi (BK'nın 105/2) takip veya davanın konusuna dahil bir borç olarak da kabul edilemez. Hal böyle olunca, asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazi kayıt dermeyanına da gerek bulunmamaktadır. Ayrı bir dava ile on yıllık zaman aşamı süresi içerisinde her zaman istenmesi mümkündür. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. BK'nın 105. maddesi kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz....
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve munzam zarar istemine ilişkindir. 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119/ğ maddesinde dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gereği ifade edilmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde davacı tarafın talebinin açık olmadığı, talep edilen tazminat ve munzam zarar miktarlarının ne olduğunun anlaşılamadığı görülmekle, hakimin davacı talebini açıklattırması gerekmektedir. 2-HMK'nun 297/2 maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır. Bu halde mahkeme, taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı karar vermek zorundadır....
zararını oluşturduğu, Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda Yargıtayın da, munzam zararın ayrıca ispatlanması gerektiği yönündeki katı yorum nedeniyle, kamunun yararı ile zarar görenin mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin zarar gören aleyhine bozulduğunu değerlendirmiş ve munzam zararın somut delillerle kanıtlanması gerektiği uygulamasından vazgeçtiğini belirttiğini beyan ederek; Müvekkil şirketin munzam zarar talep ettiğimiz alacağı ile ilgili, 20.01.2010 temerrüt tarihinden 04.11.2022 tahsil tarihine kadar geçen süredeki enflasyon verilerini gösterir TEFE TÜFE-ÜFE oranları, banka vadeli mevduat faiz oranları, döviz kurları, devlet tahvil faiz oranları, işçi ücretleri ve diğer yatırım araçları ile ilgili getiri bilgilerinin resmi kurumlardan sorularak munzam zarar hesabının bilirkişi vasıtasıyla tespitini, bilirkişi tarafından tespit edilecek miktara artırma hakkımız saklı kalmak üzere HMK. 107....