WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı, borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, munzam zarar davalarında alacaklı davacının ispat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, genel ispat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ülkemizde yıllardır yüksek oranda seyreden enflasyon nedeniyle paramızın değerinin çok düştüğü bir gerçektir....

    Bu suretle, 74,22 TL tazminat hüküm altına alınmadığından kesinleşen 14,00 TL alacağın temerrüt faiziyle karşılanmayan ve temerrüt faizini aşan kısmının munzam zarar alacağı olarak hesaplanması, BK'nın 105 nci maddesinde zamanaşımı yönünden de ayrık özel bir hüküm getirilmemiş olup, bu durumda, bu alacağa da BK'nın 125 nci maddesindeki, on yıllık zamanaşımı uygulanacağından munzam zarar davasının açıldığı işbu dava tarihinden geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilebileceği nazara alınarak istenebilecek munzam zarar miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu suretle, munzam zararın 14,00 TL üzerinden değil, ... 1....

      Munzam zarar bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyla, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sonuç ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması halinde dahi (BK'nın 105/2) takip veya davanın konusuna dahil bir borç olarak da kabul edilemez. Hâl böyle olunca, asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazî kayıt dermeyanına da gerek bulunmamaktadır. Ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde her zaman istenmesi mümkündür. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. BK'nın 105. maddesi kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz....

        Bilirkişiler 21/12/2020 tarihli ek raporda özetle; a) Davacının 29.03.2005 tarihinde ödenmesi gereken 44.374,86 TL alacağı açısından, 32.286,25 TL munzam zarar hesap edildiği, Ancak, .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı icra dosyasındaki kapak hesabı dikkate alınacak olursa, 60.151,08 TL üzerinden takip yapılmış olduğu ve 30.930,60 TL'nin reeskont faizi olarak hesap edilmiş olan 58.524,68 TL'nin ilavesiyle, toplam 118.675,76 TL'ye göre munzam zarar bulunmadığı, b) Davacının 29.03.2004 tarihinde ödenmesi gereken 47.604,00 USD alacağı açısından, munzam zararının bulunmadığı, Ayrıca, .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı icra dosyasındaki kapak hesabı dikkate alınacak olursa, 51.105,00 USD üzerinden takip yapılmış olduğu ve 47.604,00 USD'nin faizi olarak hesap edilen 39.925,00 USD'nin ilavesiyle, toplam 91.030,00 USD'ye göre de munzam zarar bulunmadığı, c) Davacının 19.12.2013 tarihinde ödenmesi gereken 136,384,00 USD alacağı açısından, munzam zararının bulunmadığı, ayrıca, .......

          Dolayısıyla uyuşmazlıkta irdelenecek olan husus, 6098 sayılı Yasanın 122 nci maddesi gereği munzam (aşkın) zararın şartlarının oluşup oluşmadığıdır.6098 sayılı Yasanın 122 nci maddesine göre, "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür". Kanun söz konusu hükmü ile, alacaklının zarannın temerrüt faizinden fazla olması halinde, bu zararını borçludan talep etme imkânı tanımıştır. Borçlar Kanunu'nun bu hükmünde yer alan zarar doktrinde "munzam zarar (further damage)" olarak adlandırılmaktadır. Buna göre, alacaklının malvarlığında iradesi dışında meydana gelen ve temerrüt faizinin üzerinde bulunan zarara munzam (ek) zarar denir. Zararın temerrüt faizinin üzerinde kalan kısmı munzam zaran oluşturur. Munzam zarann değişik şekilleri söz konusudur....

            Munzam zararın tazmini için munzam zarar ile borçlunun temerrüdü arasında uygun illiyet bağının mevcut olması, borçlunun kusursuzluk kanıtı getirememiş olması gerekir. Ayrıca alacaklı uğradığı bu zararı ispat etmek zorundadır. Soyut olarak alacağın zamanında ödenmemesi nedeniyle munzam zarara uğranıldığı iddiası munzam zararın tazmini için yeterli değildir. Yine ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar tek başına munzam zararın ispatı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla davacının munzam zarara uğradığını genel ekonomik koşullar dışında somut vakalarla ispatlaması gerekir....

              Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır....

              TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05.03.2019 NUMARASI : 2018/57 ESAS - 2019/99 KARAR DAVA KONUSU : Munzam Zarar Alacağı KARAR : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20/12/1999 tarihi itibariyle 13.500- TL'sini Yurtbank A.Ş.'...

              Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....

                Feri Müdahil OYAK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının muhtemel kar ya da farz edilen gelir gibi somut olay gerçekliğine dayanmayan birtakım tespitlerin kapsamında talep ettiği munzam zarar iddiasının gerçekliğe dayanmadığını, munzam zarar iddiasını dayandırdığı asıl alacak iddiasını daha öncesinde açmış olduğu davasında mahkeme tarafından belirlenen en yüksek orandaki faizi ile birlikte tahsil ettiğini, davacının başkaca munzam zarar iddiasında bulunmadığını, müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davanın asıl muhatap olan TMSF'ye tevcih edilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ileride müvekkili kurumun hak kaybına ve zarara uğramasını önlemek üzere davaya davacı yan yanında feri müdahil olarak katılmasını bildirilerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu