ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2020 NUMARASI : 2019/50 E-2020/38 K DAVA KONUSU : Tazminat (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Salihli 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı Borçlar Yasasının 105. maddesi gereğince munzam zarar istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, artırılan kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı uğranılan 15.000 TL munzam zararın Borçlar Yasasının 105. maddesi hükmünce fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak koşuluyla tahsilini istemiştir. Davalı vekili, zararın somut vakıalara dayanmadığını, hizmet kusuru iddiasına dayanıldığından yargı yolu, zamanaşımı ve hukuki yarar yokluğu itirazlarını ileri sürerek haksız ve yersiz açılan munzam zarar davasının koşulları oluşmadığından reddi gerektiğini savunmuştur....
Uyuşmazlık, birikmiş gelirlerin geç ödenmesiyle ilgili faiz alacağı ve munzam zararın ödenmesine ilişkindir....
Oluştuğu iddia edilen zarar, davacı tarafından bilinebilir ve hesap edilebilir nitelikte olmayıp yargılamaya muhtaç bulunduğundan belirsiz alacak davası açılmasına hukuki yarar bulunduğu değerlendirilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 105. maddesi uyarınca, alacaklı, para borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle uğradığı zarar yasal temerrüt faizinden fazla ise, aradaki fark tutarın ödenmesini de borçludan isteyebilir. Munzam zarar alacaklısı öncelikle temerrüte uğrayan alacağının geç ifa edilmesinden dolayı faizle karşılanamayan zararını ve miktarını zarar ile borçlu temerrütü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmek durumundadır. Borçlu, ancak temerrütündeki kusursuzluğunu kanıtlamakla sorumluluktan kurtulabilir. Ayrıca, munzam zararının gerçekleşmiş, ölçülebilir ve somut (gerçek) bir zarar olması gerekir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aralarındaki munzam zarar alacağı davasına dair ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21/12/2000 günlü ve 2000/159-2000/1464 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 15/04/2002 günlü ve 2001/9217-2002/4118 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 160,00 YTL. para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 10.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AŞ.den kira dönemi sonunda satın alınmak üzere kiralanan ve davalıya sigortalanan biçerdöverin yanarak kullanılamaz hale geldiğini, yangının elektrik aksamından kaynaklandığının yetkili servis teknisyeni ve davalı tarafça yaptırılan tespit sonucu belirlendiğini, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını, zarar giderilmediğinden müvekkilinin biçerdöverin çalışamaması sebebiyle munzam zararının da oluştuğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL tazminatın hasar tarihinden işleyecek Merkez Bankasının kısa vadeli mevduata uyguladığı en yüksek avans faizi ve ticari makine olması nedeniyle bu sürede meydana gelen munzam zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir....
Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir....
Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın öncelikle usulden reddine, kabul edilmemesi halinde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....