WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigorta'nın üstüne düşen sorumluluğu eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davanın hukuka aykırı şekilde belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, aksi halde davacının hukuka ve usule aykırı bir şekilde sebepsiz zenginleşeceğini, dolaylı zarar niteliğinde olan munzam zarar talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Mahkemece, hesaplama yapılacak olması halinde ... Sigortanın sorumluluğunun 43.000,00 TL olan teminat limiti ile sınırlı olduğunun, yapılan ve yapılacak hasar ödemelerinin teminat limiti kapsamını aşmaması gerektiğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, alacaklının borçludan munzam zarar talep edebilmesi için borçlunun kusurlu olması ve aşkın zarar ile borçlunun temerrüdü arasında nedensellik bağı bulunması gerektiğini, ancak, meydana gelen zararda ......

    Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça munzam zararına ilişkin somut ve açık deliller sunulamadığı gibi esasen somut bir munzam zarar iddiasında da bulunamadığı, yalnızca hakkın doğduğu tarihten itibaren geçen sürede enflasyon, paranın değer kaybı ve alım gücündeki düşüş, faizin ana para üzerinden hesaplanması ve ana paranın enflasyon karşısında sürekli erimesi gibi olgular dikkate alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmasını talep ettiği, bu haliyle davacı şirketin geç ödeme nedeniyle somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....

      Kanun maddesinde öngörülen alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararın ödenebilmesi için, uğranılan zararın varlığı ile miktarının da kanıtlanması gerektiği, bu zarar muayyen paranın gününde ödenmemesinden doğan zarar olup davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekmektedir. Burada kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu, davacının belirtildiği şekilde bir zararı da ispatlayamadığı değerlendirilmiştir.Tüm dosya kapsamı, Kanun maddesi, Hukuk Genel Kurulu kararı birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporu mahkememizce benimsenmeyerek, davacının yukarıda açıklandığı şekilde dava konusu ettiği munzam zararı ispatlayamadığı değerlendirildiğinden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, davacı tarafın munzam zarar iddiasını ispatla mükellef olduğunu, döviz kurunda yaşanan artışın tek başına munzam zararın oluştuğunu ispat edecek nitelikte olmadığını, davacı tarafın oluştuğunu iddia ettiği munzam zararı somut olarak ispat edemediğini, davacı tarafın dilekçesinde sadece munzam zarar ile ilgili genel bilgilere yer verdiğini, davacı tarafın ileri sürdüğü munzam zararın müvekkili davalının elinde olmayan yüksek enflasyon, Euro kurundaki artış olduğunu, sadece bu nedene dayanarak munzam zarar talep edilemeyeceğini, davacı tarafın dilekçenin talep kısmının ikinci bendinde munzam zararla herhangi bir ilgisi olmayan ve dava dilekçesinde de yer vermediği bir talebe dayandığını, talepte yer alan senetlerin şu an davacı tarafın sahibi olduğu şirkette yer aldığını, kendi ellerinde bulunan senetleri isteyen davacının kötüniyetini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, davacı tarafın munzam zarar iddiasını ispatla mükellef olduğunu, döviz kurunda yaşanan artışın tek başına munzam zararın oluştuğunu ispat edecek nitelikte olmadığını, davacı tarafın oluştuğunu iddia ettiği munzam zararı somut olarak ispat edemediğini, davacı tarafın dilekçesinde sadece munzam zarar ile ilgili genel bilgilere yer verdiğini, davacı tarafın ileri sürdüğü munzam zararın müvekkili davalının elinde olmayan yüksek enflasyon, Euro kurundaki artış olduğunu, sadece bu nedene dayanarak munzam zarar talep edilemeyeceğini, davacı tarafın dilekçenin talep kısmının ikinci bendinde munzam zararla herhangi bir ilgisi olmayan ve dava dilekçesinde de yer vermediği bir talebe dayandığını, talepte yer alan senetlerin şu an davacı tarafın sahibi olduğu şirkette yer aldığını, kendi ellerinde bulunan senetleri isteyen davacının kötüniyetini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davacının munzam (aşkın) zarar iddiasını kanıtlayamadığı, TBK'nın 122 nci maddesinde düzenlenen munzam (aşkın) zarar koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, davalıdan temerrüt faizi ile birlikte elde edebileceği alacağı daha fazla olduğundan davacının munzam zarar talep edemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

            Bunun dışında alacaklının uğradığı zarar, temerrüt faizinin üstünde gerçekleşmiş olması durumlarında ise davada uygulanması gereken B.K.nun 105. maddesi gündeme gelir. B.K.nun 105. maddesi kaynağı ne olursa olsun temerrüt faizi yürütülebilir nitelikte olmak koşuluyla bütün para borçlarında uygulanma imkanına sahiptir. Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamıyan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı, borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir....

              Davacının parasının değerlendirilememesine yönelik iddiasına istinaden mahkemece hesaplanan miktar davacının munzam zararıdır. Munzam zarar yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan ve asıl borcun ifasına kadar geçen zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur. Munzam zarar borcunun hukuki nedeni asıl alacağın temerrüde uğramasıdır. Alacağın temerrüde uğraması, esas alacağın kaynaklandığı hukuki işlem ve olaydan ayrı ve farklı bir hukuki sebep teşkil etmektedir. Munzam zarara dayalı talep hakkı, esas itibariyle bir alacak hakkıdır. (Dairemizin 2001/5381 E-2001/8432 K. sayılı kararı) TBK’nın 122. maddesinde düzenlenen munzam (aşkın) zarar, borçlunun mütemerrit olması durumunda, alacaklının, temerrüt faiziyle karşılanmayan ve temerrüt faizini aşan zararıdır ve faizden ayrı talep edilebilir....

                Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça munzam zararına ilişkin somut ve açık deliller sunulamadığı gibi esasen somut bir munzam zarar iddiasında da bulunamadığı, yalnızca hakkın doğduğu tarihten itibaren geçen sürede enflasyon, paranın değer kaybı ve alım gücündeki düşüş, faizin ana para üzerinden hesaplanması ve ana paranın enflasyon karşısında sürekli erimesi gibi olgular dikkate alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmasını talep ettiği, bu haliyle davacı şirketin geç ödeme nedeniyle somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı, bununla birlikte işbu davada zamanaşımını kesen sebeplerin bulunması sebebi ile (TBK 154/2.maddesi uyarınca) davalı vekilinin zamanaşımı def'inin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....

                  Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu