Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-Kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye ait olduğunun tespit edilmesi ile tapu kaydında bulunan muhdesatın davalıya ait olduğuna ilişkin şerhin kaldırılması, gerektiğinin gözetilmemesi, ......

    -Kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye ait olduğunun tespit edilmesi ile tapu kaydında bulunan muhdesatın davalıya ait olduğuna ilişkin şerhin kaldırılması, gerektiğinin gözetilmemesi, ......

      -Kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye ait olduğunun tespit edilmesi ile tapu kaydında bulunan muhdesatın davalıya ait olduğuna ilişkin şerhin kaldırılması, gerektiğinin gözetilmemesi, ......

        -Kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye ait olduğunun tespit edilmesi ile tapu kaydında bulunan muhdesatın davalıya ait olduğuna ilişkin şerhin kaldırılması, gerektiğinin gözetilmemesi, ......

          -Kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye ait olduğunun tespit edilmesi ile tapu kaydında bulunan muhdesatın davalıya ait olduğuna ilişkin şerhin kaldırılması gerektiğinin gözetilmemesi, ......

            Mahkemece taşınmazların tarafların ortak murisine ait olduğu, murisin ölümü ile tarafların iştirakçi konumuna geçtikleri, bu nedenle de muhdesatın beyanlar sütununda gösterilmesinin davacıya hukuki yarar sağlamayacağı gerekçe olarak kabul edilmiştir. Ancak, kadastro tespiti sırasında mirasbırakan kayıt maliki sağ olup, yukarıda da açıklandığı gibi Kadastro Kanununun 19/2 maddesi uyarınca malikten başkasına ait bir muhdesatın taşınmaz üzerinde bulunması halinde bu muhdesat beyanlar sütununda gösterilebilecektir. Değerlendirmenin kadastro tespitinin yapıldığı zamandaki koşullara göre yapılması gerekir. Davacının sonradan taşınmazda elbirliği mülkiyeti yoluyla paydaş olması kadastro tespiti sırasındaki mevcut hakkını ortadan kaldırmaz....

              Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; eldeki davanın davalıları ... ve ... tarafından ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/66 Esas sayılı dosyası ile tespit davasına konu edilen muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin dava açıldığı, muhdesatın tespiti davası açılması için verilen sürede dava açılmadığından, muhdesat tespiti davasının bekletici mesele yapılmadığı ve 215 ada 8 parsel ve üzerindeki yapının satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiği, hükmün eldeki davanın davacıları ... ve ... tarafından temyiz edildiği görülmüştür....

                Bu olgu gözönüne alındığında, kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin, muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşulların varlığı ve davanın kanıtlanması halinde, davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Aidiyetin tespiti davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

                  Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu 284 ada 16 parsel parseldeki 36.00 m2’lik ev ile 1 adet erik,1 adet ceviz,1 adet kiraz ve 1 adet ıhlamur ağacı niteliğindeki muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu