Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhdesatın tespiti talebine dair vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden; Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....

    Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Dosyanın incelenmesinde; davanın açıldığı tarihte derdest bir ortaklığın giderilmesi davası yoksa da, ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra, istinaf incelemesi sırasında 24.12.2020 tarihinde davalılardan T4 tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi isteğiyle dava açıldığı, bu davanın Balıkesir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1425 Esas numarasına kaydedildiği, bu durumun dairemize bildirildiği, buna göre davacı tarafın muhdesatın tespiti davası açmaktaki hukuki yararına ilişkin dava şartının tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince, taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkin Balıkesir 2....

    Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine 17/06/2014 gününde verilen dilekçe ile, muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesine şerhinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 18/01/2022 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tapu kaydının beyanlar hanesine şerhinin istenmesine ilişkindir. Davacı vekili, ortaklığın giderilmesine konu dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın 2/3’ünün murisleri ve 1/3’ünün de davalı ... adına kayıtlı olduğunu, tarla vasfında olan taşınmazdaki ağaçların ve evin murislerince meydana getirildiğini ileri sürerek muhdesatın aidiyeti ve beyanlar hanesine şerhine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur....

      Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre, muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazın malikleri olan ..., ..., ...'a davada davalı olarak yer verilmediği; davalının murisi olduğu iddia edilen tapu malikinin belirlenmediği, davalının murisi var ise, veraset ilamının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davada, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak tamamlandığından bahsedilmesi mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.06.2013 gün ve 187/732 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... ve ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, dava dilekçesinde belirttiği taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların müvekkilleri tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... vekili, 1990-2000 yıllları arasında muhdesatların inşa edildiğini, o tarihte davacıların tapuda malik olmadığını, ayrıca davacılardan ...'nın da söz konusu taşınmazı 5/7/2004 tarihinde edindiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... ve ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.05.2014 gün ve 221/232 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların paydaş olduğu 7136 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı bina ile yedi adet muhtelif meyve ağacının davacıya ait olduğunu açıklayarak bu hususların tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... Belediyesi vekili, dava konusu muhdesatta Belediyenin mülkiyet iddiasının bulunmadığını, ortaklığın giderilmesi davasında da aynı şekilde beyanda bulunduklarını, dolayısıyla Belediyeye husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemiştir....

            Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....

              Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h, 115) Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda, yukarıdaki ilkeler uyarınca derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması veya kamulaştırma işlemi bulunmadığına göre, davacının muhdesatın aidiyeti isteği bakımından hukuki yararının varlığından söz edilemez. O halde davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil ve muhdesatın tespiti niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 17/04/2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesi tarafından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2017/981 E - 2017/958 K. Sayılı ilamı doğrultusunda muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının, tazminat davasından tefrik edilerek ayrı bir dava olarak görülmüş ise de, yukarıda izah edildiği üzere eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde ve iş bu dava dosyasında olduğu gibi eda davasının açılmış olduğu durumlarda muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının ayrı bir dava olarak görülmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar da dava şartı olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu