Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 2019/1272 sayılı Ortaklığı Giderilmesi davasında ara kararı doğrultusunda muhdesatın aidiyetinin tespiti için bir ay içerisinde dava açılması gerecince müvekkil tarafından inşa edildiği tespiti istemi ile talcp ve dava etmiştir....

Dava, kamulaştırma sahasında kalan muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu 589 parsel sayılı taşınmazın; su yatağı vasfı niteliği ile ... Kadastro Mahkemesi'nin 1971/21 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescili yapılmıştır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu taşınmazın ......

    Dava, kamulaştırma sahasında kalan muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu 589 parsel sayılı taşınmazın; su yatağı vasfı niteliği ile ... Kadastro Mahkemesi'nin 1971/21 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescili yapılmıştır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu taşınmazın ......

      Dava, kamulaştırma sahasında kalan muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu 589 parsel sayılı taşınmazın; su yatağı vasfı niteliği ile ... Kadastro Mahkemesi'nin 1971/21 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescili yapılmıştır. 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de; “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” Dava konusu taşınmazın ......

        Bununla birlikte 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19 maddesi, muhdesatın tespiti davasının yukarıda açıklanan hukuki yarar şartı olmaksızın görülebilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan Kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir Kanun'dur. Kanunun 33. maddesinde, Kadastro Kanunu'nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiş, 19. madde ise, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır....

        Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin beyanlar hanesinde fen bilirkişisinin 2.7.2007 havale tarihli rapor ve krokisinde (C1) olarak gösterilen temel üzerine tablo beton muhdesatın davacı ...’e aidiyetinin gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 18.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti talebinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle, muhdesatın mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespiti yerine muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. c)Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60.maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır....

              Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın tespiti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda Mahkemece, Zonguldak İli, ... Köyü 121 ada 4 nolu parsel üzerinde bulunan bir kısmı 3 katlı, bir kısmı tek katlı yaklaşık 1500 m² büyüklüğünde olan ve tavuk çiftliği olarak kullanılan bina ve müştemilatının mülkiyetinin davacılar adına tespitine karar verilmiştir. Davaya konu muhdesatın davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır....

                Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın, arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan, tapu sicillerinin tutulması, kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, TMK'nın 1007. maddesi gereğince kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Hazine sorumludur....

                  UYAP Entegrasyonu