Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.05.2013 gün ve 183/154 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılan dava konusu 660 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin inşaatının kendisi tarafından yapıldığını ileri sürerek muhdesatın tarafına aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu yapılan evin yapımındaki tüm masrafların kendisi tarafından karşıladığını, davacının katkısı olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 660 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı evin davacı ...'...

    Dava, 3402 Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre, dava konusu muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

        Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda dava açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....

          Mahkemece taşınmaza ait tapu kütüğü onaylı örneği ve davacının hisse satın aldığı iddiası yönünden taşınmazın tespit tarihinden sonraki el değiştirmeleri gösterir sözleşme örnekleri de dosya arasına alınarak kadastro tespit tarihi belirlenmeli ve muhtesatın meydana getirildiği (her bir kat için) tarihe göre tespit edilen tarihinin kadastrodan önce mi sonra mı olduğu araştırılmalı, dava konusu muhdesatın kadastro tespiti öncesi dönemde inşaa edilmiş ise Kadastro Kanunu'nun m.12/3'deki hak düşürücü gözetilmeli, kadastrodan sonra yapılmış ise de KK'nun 19/2 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerh verilemeyeceği gözetilmelidir....

          Kaldı ki Kadastro Kanunu 19/2 maddesi kadastro tespiti sırasında başkası adına kayıtlı taşınmaz mallar üzerindeki muhdesatların arz malikinden başkasına ait olması durumunda tapu beyanlar hanesine şerh edilmesine cevaz vermekle, bu husus kadastro tespit işlemlerine has olup kadastro tutanağı kesinleşmiş ve üzerinden Kadastro Kanunu 12/3 maddesi gereğince on yıllık hak düşürücü süre geçmiş olan durumlarda (kadastro tutanağı 20.09.1990 tarihinde kesinleşmiştir) bu maddeye dayanılarak muhdesatın tapuya şerh edilmesi istemi dinlenilemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere, görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası bulunmamasına ve muhdesatların kadastro tespiti kesinleştikten sonra meydana getirilmiş olmasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 1,55 TL harcın davacı taraftan alınmasına, 09.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine dayalı, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....

              İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların geçmişinin arazinin ormanlık alan niteliğinde olmasından daha eskiye dayandığını, bu arazi üzerinde yapılan kadastro çalışmalarının muhdesatın oluşmaya başladığı yıllardan çok daha sonra 2006 yılında kadastro tespit çalışması yapıldığını, 22.10.2012 tarihli, müvekkiline ait muhdesatın tespitine ilişkin tutanak göz önünde bulundurulduğunda tutanakta bahsi geçen ağaçların yaşlarının 30’u bulduğunu beyan ederek ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir. C....

                "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tescil talebinin reddine, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair verilen 18.10.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan özellikle, temyiz edenin sıfatına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu