Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda davası açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....
Gereği görüşüldü: Davacı ..., yaylak olarak kesinleşen 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde davalı ...‘a ait olduğu bildirilen evin kendisine ait olduğunun tespiti istemiyle; ..., hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği’ni hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tespiti sırasında davalı ... adına yazılan evin davacıya ait olduğunun tespitine, uzman bilirkişi ... tarafından düzenlenen 03.12.2008 tarihli raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın ve taşınmazın niteliğine, yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....
Gereği görüşüldü: Davacı ..., yaylak olarak kesinleşen 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde davalı ...’ye ait olduğu bildirilen evin kendisine ait olduğunun tespiti istemiyle; ..., hazine ve ... Tüzel Kişiliği’ni hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tespiti sırasında davalı ... adına yazılan evin davacıya ait olduğunun tespitine, uzman bilirkişi... tarafından düzenlenen 03.12.2008 tarihli raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın ve taşınmazın niteliğine, yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....
Kadastro tespitinin yapıldığı tarihteki yapının görüntüsü ile şimdiki görüntüsünün kesinlikle aynı olmadığını, 4. Müvekkilinin oluşturduğu ve tespitini istediği muhdesatın zaten kadastrodan sonraki süreçte meydana getirildiğini, hak düşürücü süre anlamında bir kaybının bulunmadığını, 5. Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci ve 114/2 nci maddeleri. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684, 718, 722 ve 724 üncü maddeleri. 3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1 ....
Dava, 3402 Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılardan... vd. vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosya ve ekinde bulunan belgelerin incelenmesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.06.2000 tarih ve 1996/193 esas, 2000/260 karar sayılı senetsizden tescil davasındaki tescili istenen taşınmaz ile ......
aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda. Güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması duirumunda muhdesatın davacı tarafça meyana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu kargir ev ve samanlığın davacılar tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
Mahkemece taşınmaza ait tapu kütüğü onaylı örneği ve davacının hisse satın aldığı iddiası yönünden taşınmazın tespit tarihinden sonraki el değiştirmeleri gösterir sözleşme örnekleri de dosya arasına alınarak kadastro tespit tarihi belirlenmeli ve muhtesatın meydana getirildiği (her bir kat için) tarihe göre tespit edilen tarihinin kadastrodan önce mi sonra mı olduğu araştırılmalı, dava konusu muhdesatın kadastro tespiti öncesi dönemde inşaa edilmiş ise Kadastro Kanunu'nun m.12/3'deki hak düşürücü gözetilmeli, kadastrodan sonra yapılmış ise de KK'nun 19/2 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerh verilemeyeceği gözetilmelidir....