Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve diğerleri aralarındaki asıl davada alacak - muhdesat tespiti karşı davada ecrimisil davasına dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24/05/2016 tarihli ve 2014/374 E - 2016/410 K sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 28/04/2018 tarihli ve 2016/20221 E - 2018/7341 K sayılı ilama karşı taraflarca kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TMK m.724'e dayalı tapu iptali ve tescil ya da muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.09.2017 gün ve 2015/4410 Esas, 2017/6384 Karar sayılı ilamı ile süresinde olmayan temyiz isteminin reddine karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekilinin temyiz dilekçesi süreden reddedilmiş olup Dairemizin 14.09.2017 tarihli, 2015/4410 Esas, 2017/6384 Karar sayılı süreden ret kararı yerinde olup düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK'nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"Davacı (davalı) ... ... mirasçısı ... ... ... ile davalı (b.davacı)- (k.davacı) davalı ... ... ..... ... .... v.d aralarındaki muhdesat bedelinin tahsili ve ecrimisil - alacak davasına dair ... ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/01/2013 günlü ve 2005/124 E.- 2013/24 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 16.02.2016 günlü ve 2015/17496 E.-2016/1944 K. sayılı ilama davacı (birleşen ve karşı davalı) vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Şerhinin İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazları davalılardan ...’ndan haricen satın aldığını, 8 parsel sayılı taşınmazın davalılardan Hazine tarafından satışa çıkarıldığını ve vekil edeni tarafından alındığını, ancak Hazine tarafından yeni satışa çıkarılacak olan 9 parsel sayılı taşınmazı satın almak için davalının mal müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, söz konusu taşınmazların vekil edeninin kullanımında olduğunu açıklayarak, dava konusu taşınmazların kaydında davalı lehine bulunan kestane ve ceviz ağaçları ile ilgili şerhin vekil edeni lehine düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur....

          Mahallesi çalışma alanında bulunan 1840 ada 5 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde ... lehine bulunan muhdesat şerhin kaldırılarak, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz 20.05.2014 tarihli Harita Mühendisi bilirkişi raporunda sarı renkle gösterilen 31,64 metrekare yüzölçümlü yerin davacı ..., geri kalan kırmızı renkle gösterilen 528,57 metrekare yüzölçümlü kısmının ise davalı ...'ın kullanımındadır" belirtilmek suretiyle şerhine, çekişmeli 1840 ada 12 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine ... yararına bulunan muhdesat şerhinin kaldırılarak; dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz 20.05.2014 tarihli Harita Mühendisi bilirkişi raporunda sarı renkle gösterilen 66,29 metrekare yüzölçümlü yerin davacı ..., geri kalan turuncu renk ile gösterilen 231,29 metrekare yüzölçümlü kısmının ise ...'in kullanımındadır" belirtilmek suretiyle şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

            a ait olduğunun muhdesat olarak kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine Hazine adına tapu kaydının oluştuğu, muhdesata ilişkin şerh tapuya işlenmesine rağmen beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığına dair şerh konmadığı görülmüştür. 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde kullanım kadastrosu yapılabilmesi için taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin bulunması gerektiği, şerh işleminin önceki ilamın tavzih edilmesi halinde hükmün esaslı olarak değişeceği yada idari işlemle şerh tesis edilmesinin de mahkeme hükmüyle tapu kaydı oluşmuş taşınmazlar yönüyle mümkünü bulunmadığı, diğer bir deyişle bu yönde verilmiş yeni bir mahkeme ilamı gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, davacının eldeki davayı açmasında hukuki menfaatinin bulunduğunun kabulü gerekir....

              DELİLLER: Dava dilekçesi,davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca taşınmazın beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması zorunludur. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir....

              Bu durum karşısında satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi için öncelikle bu hatanın düzeltilmesi zorunludur. Öte yandan paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır....

                Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1- Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır....

                  Davacı taraf muhdesatın zemin katının müştereken meydana getirildiğini öne sürerek beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemiyle görülen davayı açmıştır. Davanın açıklanan bu niteliği ve dava konusu muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiği gözetildiğinde davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kuşkusuzdur. Davanın niteliğinde yanılgıya düşülerek, deliller tam olarak toplanmadan, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez. Hal böyle olunca; davanın, kesinleşen kadastroya karşı açılmış Kadastro Kanununun 19/2. maddesinden kaynaklanan muhdesat tespiti ve beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gözetilerek davanın esasına girilmeli, taraflarca gösterilen ve gösterilecek deliller toplanmalı, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir hüküm verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu