"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ... kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muhdesat şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin murisine ait 2016 parsel sayılı taşınmaza ait ... kaydına, davalılar murisi ... lehine konulan muhdesat şerhinin bedeli mukabilinde terkinine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu gereğince zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu gereğince zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Öte yandan; 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerindeki kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerektiği, mevcut bir muhdesata sonradan yapılan imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağı gibi, bütünleyici parça niteliğinde olmayıp, her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyaların da teferruat niteliğinde bulunduğu açıktır. Mahallinde yapılan keşif ve sonrasında dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre, taşınmazlar üzerinde bulunan seranın sökülebilir yapı olması nedeniyle muhdesat niteliği bulunmadığının kabulü gerekir....
Davacı ..., çekişmeli taşınmazın davalı tarafın kullanımında olmadığı iddiasına dayanarak, muhdesat şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, “çekişmeli taşınmazın, "tapunun beyanlar hanesine taşınmazın üzerindeki muhdesatların ve kullanımının ... oğlu, ...'e aittir" şerhi yazılmak suretiyle zeytinli tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ...’nin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
ın 153 ada 20 sayılı taşınmazdaki payını ve üzerinde bulunan 3 katlı kargir evi kendisine sattığından beyanlar hanesindeki şerhin buna göre düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı, 28.04.2010 tarihli oturumda, davayı kabul etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetliğe ilişkin şerhin iptal edilerek bunun yerine “taşınmazın ve üzerindeki ahşap ev ile seranın 4/16 payının ..., 3/16 payının ..., 3/16 payının ..., 6/16 payın ...'ın zilyetliğinde olduğu, taşınmaz üzerindeki 3 katlı kargir evin ...'a ait olduğu" şerhinin yazılmasına ve kadastro tutanağının bu şekliyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesindeki zilyetlik ve muhdesat şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27/05/2014 gününde verilen dilekçe ile muhdesat şerhinin terkini, müdahalenin men'i talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muhdesat şerhinin terkini, men'i müdahale ve kal istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait 16 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydına, davalı lehine konulan muhdesat şerhinin terkinine, muhdesata yapılan eklemeler nedeniyle mudahalenin men'i ve kal kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı/davalı Hazine, muhdesat şerhinin tutanağın beyanlar hanesinden çıkarılması istemiyle, davacı/davalı ... ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır....
Beldesi 2751 parsel sayılı taşınmazın tamamının yörede 1948 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, davalının bu yere elatmasının önlenmesini ve davalı ... lehine konulan muhdesat şerhinin iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli parselin davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline, davalının el atmasının önlenmesine, tapu kaydı üzerinde bulunan muhdesat şerhinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 1948 yılında yapılarak kesinleşmiştir....
Davaya konu muhdesat şerhinin, mülkiyet hakkını kısıtlayıcı niteliğinin belirlenmesi halinde, taşınmaz malikleri tarafından bedeli ödenmek koşuluyla kaldırılabileceği yerleşik yargı kararlarında benimsenmiş olup, davalı tarafça da terkin hükmünün istinaf sebebi yapılmadığı görülmüştür....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Paydaş olmayan muhdesat sahibi veya mirasçıları ancak paydaşlar aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat yahut alacak davası açabilir. Somut olaya gelince, temyize konu 148 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... kütüğünün beyanlar hanesinde üzerindeki ahşap evin Nejdet Namlı mirasçılarına ait olduğu şerhinin mevcut olduğu, davacı ...'nın Nejdet Namlı mirasçısı ise de taşınmazda paydaş bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere taşınmazda paydaş ya da ortak olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişiye satış bedelinden pay verilmesi mümkün olmadığı halde satış bedelinden pay verilmesini öngören bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde paydaş olamayan davacı ...'...