Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; davalı ... vekili 319 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıların müvekkiline ait olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Davacı tarafın davalı ... vekilinin muhdesat iddiasına karşı kabul beyanı bulunmamakla birlikte itiraz da etmemiştir. Dosya içerisine alınan tapu kayıtlarında yapılan incelemede 319 parsel sayılı taşınmazın muhdesat bilgilerinde "Bu yer üzerindeki kargir ev Süleyman oğlu ...'e aittir." şeklinde şerh bulunmaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda 14.05.2014 tarihinde keşif yapılmıştır. Keşif sonrasında dosya içerisine alınan 27.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu 319 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 3 adet yapı bulunduğu, (A) harfi ile gösterilen yapının %35, (B) ile gösterilen yapının %2, (C) ile gösterilen yapının da %6 muhdesat oranına sahip olduğu tespit edilmiştir....

    Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

      a ait muhdesat iddiası hususunda tüm paydaşların ittifak ettiği anlaşılarak dava tarihi itibariyle hesaplanan değerlerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmiştir. Hüküm sonucunda, satış bedelinden, %6,27 muhdesat bedelinin davalı ...'a ödenmesine, muhdesat bedeli çıkartıldıktan sonra kalan satış bedelinin paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

          Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (Ortaklara) dağıtılır. Somut olaya gelince; dava konusu 10289 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bina, su kuyusu, su pompası, tuğla duvar, basit sundurma ve 3 adet portakal, 1 adet erik, 1 adet şeftali ve 1 adet cennet elması ağaçlarının davalıların murisine, 2 adet meyve ağacının ise davacıya ait olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhdesat oranı hatalı olarak saptanmıştır. Bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazdaki davacı ve davalılara ait muhdesat değerinin, muhdesat ve arz bedeli toplamına oranlanması gerekirken muhdesat bedeli ile arz bedeli toplamının taraflarının tapudaki payları nispetinde oranlanması doğru değildir....

            Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. 5.2.2.2. Somut olaya gelince; davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 3335 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fabrikanın müvekkili tarafından yaptırıldığını, davalı ... vekili taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacıya ait olduğunun belirlendiğini, bu konuda itirazlarının olmadığını beyan etmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere muhdesat konusunda bütün paydaşlar ittifak etmiş bulunduğundan yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda muhdesat oranı tespit edilerek bu oranda satış bedelinin davacıya, kalan miktarın ise tüm paydaşlara ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 6....

              Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

                Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davacı vekili temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri muhdesat ile ilgili olarak ... 2....

                    Somut olayda; davacı vekili ve bir kısım davalının muhdesat iddiasında bulunduğu, bilirkişilerce muhdesat oranlarının hesaplandığı ve mahkemece muhdesatlara isabet eden kısımların muhdesat sahibi paydaşlara dağıtılmasına karar verildiği halde geri kalan satış bedelini paydaşlara dağıtılmasına karar verilmemesi ve satış bedeli üzerinden alınacak % 011,38 oranında harcın paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda alınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilse de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu