Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalılar vekili, dava konusu 320 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın müvekkillerine ait olduğunu, davacının bina üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığını belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş, temyiz dilekçesinde de bu iddiasını tekrar etmiştir....

    Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

      Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

        HD'nin 2016/1418 Esas 2018/128 Karar sayılı ilamı) Olayımıza gelince; davalılar cevap dilekçesi ile muhdesat iddiasında bulunmuş, diğer paydaşlar muhdesat iddiasını kabul etmiş ise de; bilirkişi raporunda fındık tesisi, meyve ağaçları, yeni dikim fındık değerinin davalıya ait olduğu, eski dikim fındığın (360.769 TL) davalıya ait olmadığı şeklinde rapor düzenlendiği halde mahkemece hükmün gerekçesinde bu parsel yönünden muhdesat oranının nasıl belirlendiği, eski dikim fındıkların davalıya ait olup olmadığının açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmıştır....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. 4. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalılar ...ve ... cevap dilekçelerinde, dava konusu 1918 No.lu parsel üzerinde kendilerine ait evlerin bulunduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş; mahallinde yapılan keşifte taşınmaz üzerinde iki adet ev, iki adet tandır evi, samanlık, garaj ve iki adet tuvalet bulunduğu tespit edilmiş ve bilirkişiler tarafından bahsi geçen muhdesatın değeri hesaplanarak raporda ayrıca belirtilmiştir. Keşifte hazır bulunan davacı vekili, taşınmaz üzerindeki evlerin müvekkilinin babası ... tarafından yapıldığını belirterek muhdesat iddiasına karşı çıkmıştır. 5....

          Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

            Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

              Davacı, davalıların mera niteliğindeki taşınmazı zeytinlik olarak kullanmaları nedeniyle elatmanın önlenmesini istemiş, dava dilekçesinin sonuç kısmında da “mera üzerinde bulunan bina, muhdesat ve var ise tecavüzlü yerleri çevreleyen tel örgü vs.nin kaldırılmasına “kal’ine” karar verilmesini talep etmiştir. Burada muhdesat kavramı ve taşınmaz üzerindeki muhdesattan neyi anlamak gerektiği üzerinde kısaca durulmalıdır. Muhdesat sözcük olarak, sonradan yapılan şeyler anlamına gelmektedir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatta o taşınmazın doğal yapısı niteliğinde olmayan, onun üzerine sonradan tesis edilen bina, tel örgü, çit gibi yapıları kapsadığı gibi taşınmaz üzerine dikilen ağaçları da kapsar. Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında da muhdesat kavramı içerisine daima bina ve ağaçlar dahil edilmiştir. Davacının yukarıda değinilen dava dilekçesinin sonuç kısmındaki kal’ini istediği muhdesat ifadesinin, elatmanın nedenini de oluşturan ağaçları da kapsadığı kuşkusuzdur....

                Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davacı ve bir kısım davalılar tarafından ileri sürülen muhdesat iddiaları sonucu mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 31.08.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda muhdesat oranları hesap edilmişse de, hükümde satış bedelinin paydaşlara dağıtımında bu oranlar dikkate alınmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 18.01.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu