Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu yapının taşkın yapı olduğu ve tanık beyanı ile de davacı tarafça yapıldığı, ... 2....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davaya konu edilen ve satışına karar verilen taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davalıların murisi Abdullah Kes'e ait olduğuna dair tapu kaydında şerh vardır. Tapu kaydında bulunan bu şerh dikkate alınarak muhdesat oranının muhdesat sahibi Abdullah Kes'in mirasçıları olan paydaşlara, arz değerinin ise tüm paydaşlara tapu ve veraset ilamındaki payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken satış bedelinin muhdesat durumu nazara alınmayarak tapu ve veraset ilamındaki paylara göre dağıtılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca dosyada mevcut 09.10.2012 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. İntifa hakkı sahibi...'...

      Kabule göre de yargılama sırasında ... muhdesat iddiasında bulunmuş, mahkemece muhdesat iddiasında bulunan ...’ya muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş, davalı ... tarafından Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/41 Esas sayılı dosya ile muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmış bu davada ...’ya ait olan muhdesatlar belirlenmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Mahkemece muhdesat konusunda hüküm tesis edilirken kesinleşen muhdesat aidiyetinin tespiti davasının dikkate alınması gerekirken, eldeki davada muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmadan önce alınan 20.11.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 22.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu 456 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, taşınmaz üzerindeki evin ...'na, 457 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ise taşınmaz üzerindeki evin ...'na ait olduğu şeklinde muhdesat şerhinin olduğu anlaşılmış, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile bu muhdesat şerhlerine göre oranlama yaptırılmıştır. Bu durumda mahkemece, satış bedelinin paylaşımında muhdesat oranlarının yazılması gerekirken, binaya düşen bedelin muhdesat sahibine verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yönde düzelterek onama kararı vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...'...

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

            Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

              Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Diğer taraftan; paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

                a" ait olduğuna dair muhdesat şerhi mevcuttur. Ayrıca davalı ... tarafından 07.10.2011 tarihli duruşmada muhdesat iddiasında bulunulmuştur. Bu durumda mahkemece dava konusu 96 ada 26 parsel sayılı taşınmazda bulunan muhdesatlar hakkında yukarıda açıklandığı şekilde taşınmazın satış bedelinden muhdesata ve arza isabet eden kısımların oranları ayrı ayrı tespit edilerek satış bedelinin dağıtılmasında bu oranların nazara alınması ve davalı ...'nun muhdesat iddiası hakkında paydaşlar arasında ittifak mevcut olmadığı takdirde görevli mahkemede açacağı davanın sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kısa kararda gösterilmesine rağmen gerekçeli kararda gösterilmemesi, tapu maliki ... mirasçısı ...'...

                  Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....

                    Bozma ilamında muhdesat iddiasına yönelik oranlamanın yapılması ile ilgili olarak alınan 09.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda muhdesat iddiasının ileri sürüldüğü 1721 ada 4 parsel sayılı taşınmazda iki ayrı yapının olduğu ve taşınmazın güney kısmında bulunan yapının davalılardan ... tarafından muhdesat iddiasına konu olduğu anlaşılmakla bu yapının değerinin, 58.905,00 TL, taşınmazın tamamının değerinin ise 341.727,00 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Bu davalı yönünden muhdesat değeri/taşınmazın toplam değerinin yüzdelik karşılığı olan (58.905,00/341.727,00 x 100) %17,24 oranının mahkemece esas alındığı hükümde görülmüştür. Davacıların ise diğer yapıyla ilgili muhdesat iddiasına yönelik oran ise yine aynı hesaplama şekliyle (139.482.00/341.727,00 x100) %40,81 olması gerekmektedir. Bununla birlikte davacıların her biri yönünden bu oranın %20,41 olduğu sabit olup mahkemece esas alındığı görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu