Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; muhdesat tespiti isteğine ilişkindir. Davacı tapu maliki değildir. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre istisnai nitelikte olan muhdesat tespiti davası ortaklığın giderilmesi davası söz konusu ise ancak tapu malikleri arasında görülebilir. Tapu maliki olmayıp da taşınmaz üzerindeki muhdesatta hak iddiasında bulunan kişilerin tespit davası yerine eda davası niteliğindeki sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası açması gerekir. Başka bir anlatımla bu gibi durumlarda tapu maliki olmayan kişi ya da kişilerin muhdesat tespiti davası açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değil ise de yerel mahkemece verilen red kararı sonuç itibariyle doğru görüldüğünden bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 09.....2014 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 09.....2014 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir....

        Davalı ..., davacının iddiasını doğrulamış, mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi uyarınca kadastro tespiti sırasında muhdesatın kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği, kadastro tesbitinden sonra yapıların beyanlar hanesine yazılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, beyanlar hanesindeki kaydın düzeltilmesi istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlaşılmalıdır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır....

          Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olayda; bir kısım davalılar vekili davaya cevabında dava konusu taşınmazla ilgili muhdesat iddiasında bulunmuş, mahkemece 08.07.2014 tarihli duruşma ara kararı ile davalı vekiline bir kısım davalıların aidiyet iddiaları nedeniyle mülkiyetin tespiti davası açılıp açılmayacağı hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesine karar verilmiş, bir kısım davalılar vekili 30.09.2014 tarihli duruşmada evin bir bölümünün ve ağaçların ...'a ait olduğu hususunda tanık beyanlarına itibar edilmesini ayrıca mülkiyetin tespiti davası açmayacaklarını beyan etmiş, mahkemece bu beyana ilişkin vekilin imzasının alınmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılamada 30.09.2014 tarihli duruşmada bir kısım davalılar vekilinin mülkiyetin tespiti davası açmayacağına yönelik beyanında davalı vekilinin imzası alınarak beyanı imzasıyla onaylanmadığından beyanda bulunanı bağlamamaktadır....

            Mahallesinde bulunan davalıların babasına ait taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine göre yapılan imar uygulaması sonucunda yola terkin edildiğini, 35 metre genişliğindeki caddeye isabet eden muhdesat bedelinin tespiti ve kamulaştırılan muhdesatın müvekkili idareye aidiyetini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 25 metre genişliğinde cadde üzerinde kaldığı belirtilerek müvekkillerine uzlaşma teklifinde bulunulduğunu, oysa dava dilekçesinde 35 metre genişliğinde cadde üzerinde kaldığının belirtildiğini, yapılacak keşifte 35 metre genişliğinde yol üzerindeki muhdesat bedelinin dikkate alınmasını ve bedelin buna göre tespit edilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve muhdesat bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, kamulaştırılan muhdesatın davacı idareye aidiyetine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              Somut olaya gelince; mahkemece, davalılardan ...’nin muhdesat iddiası ile ilgili olarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken...

                Asliye Hukuk Mahkesinin 2009/324 Esas, 2011/433 Karar sayılı dosyasında muhdesatın aidiyetinin tespiti amacıyla dava açıldığı dava sonucu muhdesat sahibi paydaşların belirlendiği verilen kararın 03.01.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, bu dava açılmadan önce yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre muhdesat oranları belirlenmiş, ... Asliye Hukuk Mahkesinin 2009/324 Esas, 2011/433 Karar sayılı keşinleşmiş ilamında muhdesat olarak tespit edilmeyen ağaçlar muhdesat oranlamasına dahil edilirken, kesinleşmiş ilamla muhdesat olarak kabul edilen bir kısım seraların da muhdesat oranlamasına dahil edilmediği görülmüştür. Yine ... Asliye Hukuk Mahkesinin 2009/324 Esas, 2011/433 Karar sayılı keşinleşmiş ilamında dava konusu taşınmazda muhdesatları bulunduğu tespit edilen ... ile ...'in muhdesatlarıyla ilgili oranlama yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, ......

                  Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanununun 19/2 maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenemez. Böyle olunca, muhdesat belirtmesinin tapu siciline yansıtılmasına dair yerel mahkeme hükmü doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.nun 438/VII maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, (2). bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün "Taşınmaz üzerinde yer alan davalılara ait yayla evinin beyanlar hanesine muhdesat olarak kayıt edilmesine" ilişkin 2. bendinin hükümden çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu biçimiyle ONANMASINA, 14.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı ...'ün dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılar hakkında muhdesat iddiasının olduğu anlaşılmakla, taşınmaz üzerindeki yapının adı geçen davalıya ait olduğu hususunda tarafların açıkça kabul beyanı olmamasına rağmen mahkemece davanın kabulü ile satış bedelinin muhdesat oranlarına göre paylaştırılmasına karar vermesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davalı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu