Karar Düzeltme Sebepleri Davacı vekili, dava konusu taşınmazın 2015 yılında yapılan kıymet takdir raporunda borçluya düşen 1/2 hissesi için çıplak arazi değerinin 95.205,00 TL olduğu, borçluya ait olup tapuya kayıtlı olmayan muhdesatların değerinin ise 305.934,04 TL olduğu, muhdesatların tespiti hâlinde alacağını daha fazla alabilme imkânı olacağını, dolayısıyla alacaklı olarak borçlu adına muhdesat adiyetinin tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davacı konumundaki alacaklının, davalı borçlu adına muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1....
Dairemizin önceki tarihli kararında, davacının iki adet talebi olduğu bunlardan binanın bedelinin tahsiline dair 2. istemine ilişkin uyuşmazlığın, taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı ve bu istemin tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gereğine işaret edildiği halde, mahkemece kendi görev alanına giren muhdesat aidiyetinin tespiti istemi hakkında da görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1. Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2. Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/30 Esas - 2022/24 Karar sayılı ve 27/01/2022 tarihli kararının, muhdesat aidiyetinin tespiti bakımından mahkemenin görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesi nedeniyle HMK.nun 353/1- a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3. Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için MAHKEMESİNE İADESİNE, 4....
Ancak tüm paydaşların açık kabulü bulunmadığı takdirde muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen paydaşlara karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde muhdesatın tespiti davası açılması mümkün olup, muhdesat iddiasında bulunan paydaşın böyle bir dava açmasında hukuki yararı vardır. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-MUHDESAT AİDİYETİNİN TESPİTİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - muhdesat aidiyetinin tespiti davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, muhdesatın aidiyeti talebinin kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9....
Davacılar aynı ada ve parselle ilgili olarak 11.11.2014 tarihinde bu dava ile muhdesat aidiyetinin tespiti isteğinde bulunmuşlardır. Bir kararın kesin hüküm teşkil edebilmesi için, HMK.nun 303.maddesi gereğince tarafları, hukuki sebebi ve konusunun aynı olması gerekir. Kesin hüküm teşkil ettiği belirtilen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına konu olan yer ve taraflar aynı ise de, hukuki sebep aynı değildir. Çünkü kesin hüküm, kabul edilen dosya tapu iptali ve tescil istemine ilişkin iken, eldeki dava muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir O halde, sözü edilen Asliye Hukuk Mahkemesinin hükmü eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Ne var ki; sözü edilen kadastro mahkemesinin kararıyla 144 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki evin gerek muris İsmail ve gerekse de çocuklarının katkıları ile ortak olarak yaptırıldığı saptanmış ve bu gerekçeyle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2017/116 ESAS, 2021/171 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Sinop 2....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazlar için açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığını, mevcut davanın iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi davası olduğunu davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, Davanın hukuki yarar yokluğundan usulden REDDİNE karar verilmiştir. Davacı vekili, mahkemece davanın esasına girilmesi gerektiğini, müşterek mülkiyete geçilince paydaşları kendi paylarını satabileceklerini, hukuki yarara ilişkin Yargıtay uygulamasındaki belirtilen dava türlerinin tahdidi olmadığını, davacının Çivril Sulh Hukuk Mahkemesindeki davasını 12.04.2021 tarihinde ıslah ederek ortaklığın giderilmesi davasına çevirdiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti ... ve ...ve ...ile dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.04.2013 gün ve 279/117 sayılı hükmün ...'...
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Muhdesat aidiyetinin tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur ve davanın her aşamasında mevcut olması gerekir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının yaptığı iyileştirmeler ve muhdesat nedeniyle davalıların payına isabet eden miktar nazara alınarak toplam 20.816,00 YTL sebepsiz zenginleşme alacağının davalılardan 1/4 oranında ve eşit olarak alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.722-723. maddesi uyarınca; kendi malzemesini başkasının taşınmazında kullanan kimse, bu malzeme sökülüp alınamıyorsa, uygun bir tazminat verilmesini isteyebilir. Somut olayda, davacı kendi malzemesini murise ait taşınmazda kullanarak muhdesat ve iyileştirmeler yapmış ise de, taşınmaz ortaklığın giderilmesi davasına konu olunca, tapuda kayıtlı olmayan muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere süre verilmiştir. Ancak davacı muhdesat bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiştir. Maddi olguları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir....