Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına mülkiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı giderlerdendir....

Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemektedir. Dava konusu 111 ada 237 parsel sayılı taşınmaz ve üzerinde bulunan eldeki davaya da konu olan 3 katlı ev hakkında davacı ... dışında diğer taraflar arasında Kadastro Mahkemesinin 2001/3 Esas, 2003/1 Karar sayılı dosyası ile dava görüldüğü, temyiz incelemesi sonucunda hükmün onandığı, karar düzeltme istemi sonucunda, 3 katlı binanın kök muristen kaldığı kabul edilerek beyanlar hanesinde söz konusu evin 1/2 şer paylı olarak Ali Osman ve ...'a ait olduğu gösterilmesine dair hükmün, hüküm yerinden çıkartılarak onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin ilamının kesinleşmesinden sonra eldeki davanın davacıları tarafından davalılara karşı dava konusu 3 katlı binanın zemin ve zemin üstü 1. katının davacı ...'...

    Bilirkişi raporunda ise 50 parselin imar uygulamasından önceki çapının 81 parsel içinde kaldığı ve üzerinde davayı konu muhdesatın bulunduğu tespit edilmiştir. 81 parselle ilgili diğer paydaşlar Arif ve Tekin'in de ayrı muhdesatın aidiyetinin tespit davaları bulunmakta ise de dava edilen muhdesatların açıkça farklı olması nedeniyle birleştirilerek görülmelerinde mahkemece zorunluluk görülmemiştir. Davacı imar öncesi 1487 ada 50 parsel sayılı taşınmazda tek başına malik olması ve bilirkişi raporuyla da muhdesatın 1481 ada 81 parsel sayılı taşınmazın imar öncesi davacı adına kayıtlı 1487 ada 50 parsel sayılı taşınmazın isabet ettiği alan içinde kaldığı belirlenmesi nedeniyle Mahkemece T8 dışındaki davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

    Bu olgu gözönüne alındığında, kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin, muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşulların varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davalar ancak belirli koşulların oluşması halinde açılabilen ve uygulama alanı sınırlı olan davalardandır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şikayete konu takibin dayanağının muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin ilam olduğunu, takibin dayanağı olan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasında taraflarına verilen yetkiye istinaden açıldığını, ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olduğunu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapıldığını, işbu dava taşınmazın aynına ilişkin olup mülkiyetin ihtilafı çözümlenmeden ortaklıklığın giderilmesi davasının neticelendirilmesinin mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Takibin dayanığı olan ilamın, mülkiyet (muhdesat) tespitine ilişkin olduğu ve dolayısıyla kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin şikayettir....

    Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre dava konusu binanın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece tribleks binanın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....

      Dava muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, Kadastro Kanunu'nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı Kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir. On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur....

      Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu 499 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 09.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi Atıf Ekiz tarafından düzenlenen raporda turkuaz renkli boya ile işaretlenen 2 katlı yapının davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece anılan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti ... ile ... dahili davalı Hazine aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.02.2016 gün ve 714/95 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 272 parsel sayılı taşınmazın ..... Barajı projesi kapsamında kamulaştırma alanı içinde kaldığını açıklayarak taşınmaz sınırları içerisinde bulunan muhdesatların vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Yerel mahkemece yazılı gerekçede, her ne kadar dava konusu taşınmazın tarafların murisi Coşkun ÖZBEK, davalı T5 ve davacının ortak katkıları ile yapıldığı, salt davacı tarafından yapılmadığı anlaşıldığı yazılarak davanın reddine karar verilmişse de, taşınmaz salt davacının katkılarıyla yapılmamış olsa dahi davanın reddine karar verilemeyeceği, aşağıdaki nedenlere dayalı olarak kararın kaldırılması gerektiği açıktır. Muhdesatın davacıya ait olduğunu açıkça beyan eden ortaklar veya tapu kayıt malikleri aleyhine muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılamayacağı belirlidir....

          UYAP Entegrasyonu