Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Dairenin 05.6.2017 tarih ve 2015/5916 Esas, 2017/8352 Karar sayılı ilamı ile “... dava konusu 139 ada 13 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespiti 30/10/1991 tarihinde yapılmış, kadastro tutanağı hükmen tescil ile 10/03/1998 tarihinde kesinleşmiş ve taşınmaz ahşap ev ve fındık bahçesi vasfı ile tapuya tescil edilmiştir....

    Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 maddesi) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür....

      Mahkemece, dava ''mülkiyetin aidiyetinin tespiti'' şeklinde nitelendirilerek taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalı tarafından yapıldığı, tarafların muris babası ... tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları (vakıaları) ileri sürmek taraflara, hukuki olarak nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33). Davacının dava dilekçesindeki anlatımından davanın muhdesatın tespiti talebine ilişkin olmayıp, kadastro tespitiyle oluşan ve bu şekilde tapuya tescil edilen muhdesat şerhinin değiştirilmesine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine dayalı bir talep niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2017/241 ESAS, 2020/86 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesatın aidiyetinin tesbiti KARAR : Terme 2....

        Kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 30.10.2007 tarihinde ve 14.11.2006 tarihlerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği gibi dikilen ağaçların ve ahır yapısının kadastro tespitinden önce meydana getirildiği anlaşılmaktadır....

        Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne sattıkları, tarafların artık taşınmazda paydaş olmadıkları, açılan ortaklığın giderilmesi davasında da taraf sıfatlarının kalmadığı, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı…” gerekçesiyle bozulmuştur. 3. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır. B. Temyiz Sebepleri 1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihe göre değerlendirme yapılması gerektiğini, kararın hatalı olduğunu, davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu savunmuştur. 2....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ -KARAR- Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olup, Yüksek 7.Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine hüküm kurulmuştur. O halde, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 7.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Unsurları 1086 Sayılı HUMK’un 237. maddesi hükmünde belirtilen kesin hüküm, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebilen, istek olmasa bile mahkemelerce de kendiliğinden gözetilmesi gereken bir dava şartıdır. Görülen dava, 96 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya aidiyetinin tespiti istemi ile açılmıştır. Dava konusu taşınmazın arsa niteliği ile ...... Vakfı adına tapuya kayıtlı olduğu, getirtilen ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.10.2006 tarih 2005/205-185 E.K. sayılı dosyası içeriğinden davacı ... Bölge Müdürlüğü tarafından davalı ... aleyhine el atmanın önlenmesi ve muhdesatın Kal’i istemi ile dava açıldığı ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın da 16.05.2009 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır....

              Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın ispatlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar....

              Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2015 tarihinde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.09.2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili; dava konusu edilen ve tescil harici bırakılan taşınmazdaki ağaçların müvekkilleri tarafından dikildiğini, davalı ...’nin kanal geçirmek suretiyle ağaçları kestiğini belirterek, ağaçların müvekkillerine ait olduğunun tespitine ve doğan zarar nedeniyle 2.500 TL’nin davalı ...’den alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu