Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde (dava konusu muhdesatları kimin yaptığı, kadastro tespit tarihinde olup olmadığı hususları da irdelenerek) oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....

    Gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemiyle açılmış derdest bir dava mevcut olmamasına, taşınmaz veya üzerindeki muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulduğuna ilişkin herhangi bir iddiası, delil ve belge de bulunmamasına, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesindeki ayrık hal hariç 743 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlük gününden sonra meydana getirilmiş muhdesatların tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine veya şerhine yasal olanak bulunmamasına göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı ...’nun yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 24.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Hukuk Dairesi'nin 2019/3565 esas, 2019/7941 karar sayılı ve 27/11/2019 tarihli ilamında da belirtildiği üzere paydaş olmayanın ortaklığın giderilmesi davasında taraf olamayacağı, her ne kadar dosya davacılarının Hacıbektaş Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/220 esas sayılı dosyasında dahili davalı sıfatıyla bulundukları anlaşılsa da, paydaş veya elbirliği maliki olmadıklarından ve bu gerekçeyle de muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının ön şartının sağlanamadığı, bu davalarda muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespitinin istenemeyeceği, bu doğrultuda olmak üzere dosya davacılarının dava konusu yerde paydaş veya elbirliği maliki olmadığından kendileri lehine muhdesatın aidiyetinin tespitini talep edemeyeceğinin anlaşıldığı,malik olmayan kimsenin muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmakta hukuki yararının olmadığı ve dosya davacılarının da dava konusu yerde paydaş veya elbirliği maliki olmadığı görüldüğünden işbu davayı açmakta hukuki yararlarının mevcut olmadığı , hukuki yararın...

      Köy içi Mevkii 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti için altı ahır, üstü ev olan müştemilat ile üzerindeki ağaçlar ve taş bahçe duvarı, müvekkillerinin murisi tarafından yaptırılmış olup davalının bu muhdesat üzerinde hiçbir hakkı olmadığını, fazlaya ilişkin her türlü maddi ve manevi tazminat ile dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, Kayseri İli Akkışla İlçesi Ganişeyh Mah. Köy içi mevkiinde kain 118 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat davacıların murisi Cafer EROĞLU tarafından yaptırıldığından, muhdesatın aidiyetinin Cafer EROĞLU'nun mirasçıları olan davacılar lehine tespit edilmesine, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bedel isteğine ilişkindir. Her ne kadar, davacı tarafın muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin talebi bulunmakta ise de, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan alacak talebi, zaten muhdesatın aidiyetinin tespitini de gerektirdiğinden, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.)...

        Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....

          Kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde Kadastro Mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse Kadastro Kanunu'nda öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmünde taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği açıklanmıştır....

            Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda davası açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....

              Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda davası açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....

                Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu