Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kısım davalılar 14.03.2013 tarihli beyan dilekçeleri ile muhdesat iddiasında bulunmuş, davacı Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde 03.06.2015 tarihinde 2015/281 E sayılı dosya ile muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmıştır. Mahkemece; bilirkişi raporu, tarafların muhdesat iddiası ve açılmış bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti davası dikkate alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeyle sadece dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş muhdesat hakkında hüküm tesis edilmemiştir....

    Yalnızca muhdesat üzerinde bazı paydaşların hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun süre verilmelidir. Paydaş olmayıp, yalnızca muhdesat sahibi olanların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açmları ve muhdesat bedelini talep etmeleri mümkündür. Muhdesat sahiplerinden ... ve ... taşınmazın paydaşı değildir. Yukarıda da açıklandığı üzere taşınmazda paydaş ya da ortak olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişiye satış bedelinden pay verilmesi mümkün olmadığından yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ın dava konusu 1790 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bina hakkında muhdesat iddiasının olduğu anlaşılmakla, muhdesat iddiası davacılar vekili tarafından kabul edilmemiş olmasına rağmen mahkemece davanın kabulü ile satış bedelinin muhdesat oranlarına göre paylaştırılmasına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davalı ...'a ait olduğu hususunda tapu kayıt maliklerinin ittifak edip etmedikleri üzerinde durularak ittifak etmiyorlarsa, muhdesat iddiasında bulunan davalıya bu iddiası hakkında muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        -KARAR- Dava tapu kaydının muhdesat bilgileri kısmının düzeltim isteğine ilişkindir. Davacı, hazinenin kayden maliki olduğu 107 ada 29 parsel sayılı taşınmazın muhdesat bilgilerinde mirasbırakanının isminin "... oğlu ..." olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydının muhdesat bilgileri kısmının nüfus kaydına uygun olarak "... oğlu ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; ''.... mahkemece, hükme yeterli bir araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmadığı, dava konusu taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri kısmında görünen "... oğlu ... ve ... oğlu ... ve ... oğlu ... " isimli kişi veya kişilerin bulunması halinde bizzat, vefat etmiş iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak muhdesat bilgilerinde bulunan "... oğlu ...'nın" kim olduğu sorulması, "... oğlu ...'...

          Somut olaya gelince; davalı ... ve arkadaşları tarafından, muhdesat iddiası ileri sürülmüş olup, muhdesat iddiasının kabul edilip edilmediği hususunda tarafların beyanlarının alınmadığı gibi muhdesat iddiasında bulunan davalılara da muhdesatın aidiyeti davası açmak için süre verilmediği anlaşılmaktadır....

            Somut olaya gelince, yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca, dava konusu 379 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen üzüm omcalarının muhdesat oranlamasının belirlenmesinde hesaba katılmaması nedeni ile yanlış muhdesat oranı belirlenmiştir. Üzüm omcalarının değeri ek rapor alınmak suretiyle belirlenerek muhdesat oranının tespitinde dikkate alınması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Paydaş olmayan muhdesat sahibi veya mirasçıları ancak paydaşlar aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat yahut alacak davası açabilir. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazda ... ve ... paydaş olarak maliktir. Paydaş ... vefat etmiş olduğundan mirasçıları olan eşi ... ile müşterek çocukları ... ve ... iştirak halinde taşınmazın malikleridir. Muhdesat sahibi müteveffa ... kızı ... ise taşınmazın paydaşı değildir. Davalılardan ... ise sadece muhdesat sahibi ... kızı ...’nın mirasçısı olup, murisinin paydaşlık sıfatı olmadığından Salih’in de taşınmazda paydaşlık sıfatı yoktur....

                Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/77 Esas-148 Karar sayılı dava dosyasındaki muhdesatın aidiyetine ilişkin davayla, muhdesatın davacıya ait olduğu kesinleşmiştir. Bu durumda ortaklığın satış yoluyla giderilmesi yönünde ve muhdesatın davacıya ait olduğu kabul edilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının muhdesat oranı hesaplanırken sadece muhdesat değerinin, arzın ve muhdesatın toplamı olan tüm değere oranlanması gerekirken; davacının hissesi hesaplanıp muhdesat ile toplanarak tüm değere oranlanması suretiyle hesaplama yapılması doğru değildir....

                  Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalılara muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalılara aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken bu hususların...

                    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Bu genel açıklamalardan somut olaya gelince; Dosya içeriğinden, dava konusu taşınmaz üzerinde iki adet bina olduğu, bu binalardan iki katlı olanın davacıya, diğerinin ise davalıya ait olduğu, davalı tarafından muhdesat iddiasında bulunulduğu, davacının davalının muhdesat iddiasını kabul ettiği, ayrıca davalı tarafından açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonucunda taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı binanın ve sekiz adet ağacın davalıya ait olduğuna karar verildiği anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu