Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Kurumun açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut protokol hükmü uyarınca bir sözleşme ilişkisinin kurulması aşamasında yaratılmış bir muaraza (sataşma) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Nitekim, bölge adliye mahkemesi de, görülmekte olan davayı bir muarazanın men’i davası olarak nitelendirmiştir. Muarazanın meni (sataşmanın giderilmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir. Davalı Kurumun sözleşme yapmamasına gerekçe olarak gösterdiği hususlar, ilgili mevzuat hükümleri ve yukarıda açıklanan protokol kapsamında sözleşmenin yapılmamasını gerektiren bir durum kabul edilmediği gibi, davalı Kurum da sözleşme yapmama yönündeki davranışının haklı ve hukuka uygun olduğunu ispatlayamamıştır....

    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacı vekilinin vaki feragati nedeniyle, davacının ... ekranının kapalı kalması nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin reddine, bir yıl süreli fesih işleminin, 43.479,60 TL cezai şart uygulamasının ve 170.857,35 TL reçete bedelinin geri istenmesi işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalı kurum tarafından uygulanana cezai işlemin iptali ile maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın meni ve fesih işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı olduğunu, davalı kurum ile arasında aktedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek fesih işleminin iptali ile sözleşmenin yürürlukte bulunduğunun tesbitini istemiştir. Davalı sözleşmenin feshinin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davacının reddini dilemiştir....

          Davalı kurum,Tubitak raporuna göre davacının sözleşmeye uygun kalorifer yakıtı teslim etmediğini gerekçe gösterip sözleşmeyi fesih etmiş, davacı fesih işleminin geçersizliğini istemiştir. Davalı kurum bu fesih işlemi ile kendisi ve diğer kamu kuruluşlarını da etkiler şekilde davacı ile muaraza yaratmıştır. Davacı tarafından açılan dava mahiyeti itibariyle muarazanın meni niteliğindedir. Dairemizin ve Yargıtay’ın istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece, işin esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.4.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İl Müdürlüğü arasında yapılan sözleşmenin davalı idarenin 07.01.2003 tarih ve 16.10.07/240 sayılı ilamı ile feshine ilişkin kararının iptali ile sözleşmenin devamına, karar kesinleşinceye kadar tedbirin devamına, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74.maddesi gerekse 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesine göre “ Hakim tarafın talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmü açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen davacının dilekçesinde isteminin ihtiyatı tedbir olduğu,açıkça muarazanın meni talebinde bulunmadığı halde mahkemece davacı tarafın muarazanın meni talebi varmış gibi yargılamanın devamı ile bu yönde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

              KARAR Davacı, asıl ve birleşen dava ile, davalı kurumun 35 reçetenin sahte düzenlendiği iddiasıyla 2 yıl sözleşmesinin feshi ve 35 reçetenin toplam tutarının 10 katı tutarında (4.764,96 x 10=47.469,60-TL) cezai şart uygulanması kararının haksız olması nedeniyle iptaline, bu şekilde muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı kurum vekili, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme hükümleri ihlal edildiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, kuruma fatura edilen 35 adet reçetenin sahte düzenlendiğinin tespiti sonrası sözleşmeye aykırılık gerekçesi ile 2 yıl feshedilen sözleşmede, fesih işleminin ve cezai şart uygulamasının iptaline, bu şekilde muarazanın men'ine ilişkindir. Mahkemece, feshi ve cezai şartı gerektiren fiillerin varlığı benimsenerek, davanın reddine karar verilmiştir....

                KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda 2009 protokolünün 6.3.3, 6.3.10, 6, 3, 12 maddelerini ihlal ettiğini belirterek 29.12.2011 tarihli yazıyla toplam 65.806,00 TL cezai şart ve ve protokolün 4.36 maddeleri uyarınca cezaya neden olan 6571 TL reçete bedellerinin tahsilinin istendiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; işleminin iptali ile muarazanın giderilmesini istemiş, bilahare cezai şartın tahsil edildiğini 6.3.12 maddesine aykırılıktan verilen 92,80 TL cezai şartın iade edildiğini, bakiye 72.284,51 TL nin istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı kurumun 29.12.2011 tarihli yazı ile çıkardığı muarazanın meni ile davalı tarafça tahsil edilen 72.284, 52 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                  Davalı kurum,davacı tarafça aralarında düzenlenen protokolün II/2-d maddesinin ihlal edildiği belirtilerek protokolün V-2.maddesine göre sözleşmesini fesh etmiştir. Davacı fesih işleminin geçersizliğini istemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme iltihaki mahiyette bir sözleşmedir. Davalı kurum fesih işlemi ile kendisi ve diğer kamu kuruluşlarını da etkiler şekilde davacı ile muaraza yaratmıştır. Bu nedenle dava açmakta davacının hukuki yararı vardır. Davacı tarafından açılan dava mahiyeti itibariyle muarazanın meni niteliğindedir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece, işin esasına girilerek,öncelikle davacının Emekli Sandığı ile olan ihtilafının araştırılması, tarafların tüm delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                    Davalı kurum,davacı tarafça aralarında düzenlenen protokolün II/2-d maddesinin ihlal edildiği belirtilerek protokolün V-2.maddesine göre sözleşmesini fesh etmiştir. Davacı fesih işleminin 2006/14061-2007/794 geçersizliğini istemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme iltihaki mahiyette bir sözleşmedir. Davalı kurum fesih işlemi ile kendisi ve diğer kamu kuruluşlarını da etkiler şekilde davacı ile muaraza yaratmıştır. Bu nedenle dava açmakta davacının hukuki yararı vardır. Davacı tarafından açılan dava mahiyeti itibariyle muarazanın meni niteliğindedir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece, işin esasına girilerek,öncelikle davacının Emekli Sandığı ile olan ihtilafının araştırılması, tarafların tüm delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu