Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, 22.9.2014 tarihli dava dilekçesinde; davalı kurum ile imzalanan 27.02.2012 tarihli Sağlık Hizmeti Satın Alma sözleşmesi kapsamında kurum mensuplarına hizmet verdiğini, sunulan sağlık hizmeti karşılığı davalı kuruma gönderilen 2013 Ekim-2014 Haziran ayı dönemlerini kapsayan fatura bedellerinden toplam 1.081.779,03 TL kesinti yapılacağına yönelik işlemler tesis edildiğini, tesis edilen işlemlerin haksız olduğunu ileri sürerek, muarazanın giderilmesi ile kesinti bedellerinin tahsiline karar verilmesini istemiş; 10.10.2014 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi kapsamında davalı kurum tarafından davacının hak edişinden 1.081.779,03 TL kesinti yapılacağına yönelik yapılan kesintilerin iadesi ile muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir....

    Dava konusu olayda, davacının 6.11.2003 tarihinden itibaren kendi adına ve hesabına çalıştığına dair her hangi bir delil bulunmadığından davacının emekli maaşından davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsiline, Kurum işleminin iptaline karar verilmesi yerinde ise de; davacının talebinin davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsili ile Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece talebin dışına çıkılarak yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

      Dava konusu olayda, davacının 6.11.2003 tarihinden itibaren kendi adına ve hesabına çalıştığına dair her hangi bir delil bulunmadığından davacının emekli maaşından davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsiline, Kurum işleminin iptaline karar verilmesi yerinde ise de; davacının talebinin davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsili ile Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece talebin dışına çıkılarak yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

        İdaresinin taşınmazı dava dışı 3.kişiye tahsisine yönelik işleminin iptaline karar verilmesi doğru değilse de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrası 1 no'lu bentte yer alan "tahsis yolu ile oluşturulan muarazanın tahsisin iptali ile giderilmesine" ifadesinin silinerek hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,1.4.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı tapu iptali ve tescili davasının reddine, muarazanın önlenmesi isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından inşa edilen 421 ada 545-546 parsellerde bulunan B blok 20 nolu dairenin müvekkili adına tespit edildiğini, 05.10.1995 tarihli üye kayıt formu ile üyeliğin davalı tarafından kabul edildiğini, aidat bakiye borçlarının ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren Tarım ... sigortalısı olduğunun tespitine aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

              Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, kararda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, Kurumun işleminin tamamen iptali sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...

                Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, kararda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, Kurumun işleminin tamamen iptali sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...

                  Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, kararda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, Kurumun işleminin tamamen iptali sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...

                    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, anılan hükme aykırı olarak, kararda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, Kurumun işleminin tamamen iptali sonucunu doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...

                      UYAP Entegrasyonu