aksi yöndeki itirazlarına itibar edilemeyeceğini, davacı tarafın istinaf dilekçesinde, talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu, aracın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davada da talebinin ayıpsız misli ile değişim olduğunu ve bu talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak davacının bu itirazının gerek TKHK gereği tüketici ile diğer taraf arasındaki hak ve menfaat ilişkisinin korunmasına dair yüksek mahkemenin yerleşmiş içtihatlarına gerekse Türk Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelere aykırılık teşkil ettiğinden kabulünün mümkün olmadığını, yerel mahkemenin de isabetle tespit ettiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını kullandığı bir uyuşmazlıkta hâkimin, somut olayın değerlendirilmesi neticesinde tüketicinin talebi ile satıcı ve ithalatçının menfaatleri arasında orantısızlık yaratmadan ücretsiz onarım veya bedelde indirim yönünde karar verebileceğini, Hâkimin sırf davacının talepleri ayıpsız misli ile değişim veya bedel iadesi olduğu için bunlardan birine...
05.10.2020 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda tespit olunan 212.800,00 TL misli ile değişim bedelinden aşağı olmamak üzere, İİK m. 24 gereğince işlem yapılmasına karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davaya konu aracın ayıplı olması nedeniyle misli ile değiştirilmesi ve araç kiralama bedelinin tahsiline ilişkindir. 2....
geçmiş ve onay almış araçların sağ ve sol kapı panellerinin üst kısmında üretim hatası değil, dış etken ile hasar gördüğü kesin olarak söylenebileceğini savunarak dava konusu olayda kesinlikle üretim kaynaklı olmayıp davacının haksız davasının reddini, mahkeme aksi kanatte olması ihtimalinde ise; misli ile değişim ve aarç bedelinin iadesi yönündeki talebi karşılıklı menfaatler dengesi ve hakkaniyet kurallarına aykırı düşeceğinden semen tenziline, mahkemece araç misli ile değişim veya bedeli iadesine kararı verilmesi halinde ise davacının araçtan elde ettiği menfaatin, aracı kullanması sebebiyle oluşan yıpranma bedelinin ve araçta oluşan değer kaybının mahsubunu veya müvekkiline ödenmesini istemiştir....
belirtilen seçimlik haklarını kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu aracın davalıya iadesi ile aynı özelliklere sahip sıfır km ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı taktirde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 24. maddesi gereğince işlem yapılmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir....
Davacının seçilmiş haklarından misli ile değişim hakkını kullandığı sabit olduğuna göre mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile değer düşüklüğüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle Temyiz eden davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; gerek delil tespiti raporunda gerekse dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda araçtaki kabarcıkların onarımının mümkün olmadığının belirlendiği, davalı satıcı yönünden ayıpsız misli ile değiştirilmesinin orantısız güçlükleri beraberinde getirecek nitelikte olmadığı, davacı tüketicinin salt bedelde indirim seçimlik hakkını kullanmaya zorlanamayacağı, bu itibarla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) “Dürüst davranma” başlıklı 2 nci maddesine göre de aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle; davacının misli ile değişim talebinin kabulü ile dava konusu aracın misli ile değiştirilmesine, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin infaz aşamasında değerlendirilmesine, manevi tazminat kurumunun caydırıcılık, cezalandırma ve zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı gerekçesiyle, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
GEREKÇE: Dava; ayıp nedeni ile sözleşmenin feshi ile aracın güncellenmiş bedelin iadesi talebine ilişkindir....
Davalı Borusan A.Ş. vekili, müvekkili aracın satıcısı konumunda olmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretim hatasından veya servis hizmetinden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, aracın davacı tarafça 2 yıldır fiilen kullanılmakta olması nedeniyle davacının aracın bu süreçte kullanım hatası ve diğer dış etkenler nedeniyle arızalanmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacının ayıp iddiasının haklı bulunması halinde ise araçta meydana gelen değer kaybının TBK’nın 229. maddesi uyarınca iadesi gerektiğini, ayrıca ayıpsız misli ile değişim veya bedel iadesi taleplerinin haksız olduğunu, ancak bedel indirimine karar verilebileceğini, araç iade edilmeden faiz işletilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekilleri istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı tarafça 2021 Model aracın 10/06/2021 tarihinde sıfır ve garantili olarak satın alındığı, satın alma sonrasında aracın sürekli hararet yaptığı, araçta beklenen faydayı sağlayamadığını beyan ederek misli ile değişim talepli eldeki dava açılmıştır....