Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 E. sayılı dosyada davalının 28.03.2014 mirasın reddi talebinde bulunduğu, mirasın reddinin iptali davasının ise 20.05.2015 tarihinde açıldığı ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi borçlunun mevcut mallarının borçlarına ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir....
Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün bozma ilamına uygun şekilde verilmediğini, muristen son beş yıl içinde davalılara herhangi bir kazandırmanın yapılmadığını, mirasın reddinin iptali davasının kabul edilebilmesi için mirasçıların murisin ölümünden evvelki beş yıl içinde muristen sağlararası tasarrufla almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü oldukları değerlerin tespitine ilişkin yazılı deliller doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini, davalıların anneleri Alime’nin satış yoluyla paylarını edindiklerini, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 618 inci maddesine dayalı mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mirasın Reddinin İptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın Reddinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mirasın reddinin iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.27.10.2016 (Prş.)...
Buna rağmen mahkemece mirasın reddinin iptaline karar verilmesi halinde davalının sair alacaklıları yönünden bu kararın sonuç doğurması kaçınılmaz olup mirasın reddinin iptali için mahkemeye başvurmayan alacaklılar yönünden davalının mirasın reddi hukuki korumasından faydalanmasının önüne geçilmesi sonucu doğacak olup bunun yasa ve yüksek mahkeme içtihatlarına uygun olmayacağı anlaşılmaktadır. İzah olunan gerekçeler karşısında davalının istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Reddinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mirasın gerçek reddinin iptali halinde mirasın resmen tasfiyesine karar verilmesi doğru ise de (TMK. md. 617/2) ayrıca tasfiye memurunun atanmasına da karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu kısmının düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md.438/7)....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2011 gününde birleştirilen davacılar tarafından davalı aleyhine 13.06.2011 tarihinde verilen dilekçeler ile asıl davada mirasın reddinin iptali, birleştirilen davada mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davada mirasın hükmen reddi davasının reddine, mirasın reddinin iptali konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-birleştirilen davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, mirasın hükmen reddinin iptali; birleştirilen dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık mirasın reddinin iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanunun 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
reddinin karar altına alındığı tarih değil mirasın reddi iradesinin (talebinin) Sulh Hukuk Mahkemesine verildiği tarih olduğunu, çünkü mirasın reddi talebi Sulh Hukuk Mahkemesine Ulaşır ulaşmaz sonuç doğuran varması gereken bir irade beyanı olduğunu, bu sebeple 6 aylık süre hesap edilir iken mirasın reddine yönelik Sulh Hukuk Mahkemesi kararı değil Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat tarihinin esas alındığını, Mirasın reddinin iptali davasının mirası reddeden mirasçı ile birlikte diğer tüm mirasçılara karşı birlikte açılması gerektiğini, çünkü mirasın reddi sonucunda tereke üzerindeki payları artan mirasçılara davanın yöneltilmesi gerektiğini, zira mirasın reddinin iptali kararı üzerine, mirası reddetmiş mirasçı ve diğer mirasçılar arasında bir ayrım yapılmaksızın, mirasın resmen tasfiyesinin gündeme geleceğini, ayrıca İİK m. 282 uyarınca borçlu ve iptali kabil tasarruftan menfaat elde eden kişi zorunlu dava arkadaşı olduğundan, söz konusu hükmün de kıyasen uygulanması ile mirasın reddinin...
Taraflar arasındaki mirasın reddinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince mirasın reddinin iptaline, davalılar yönünden açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; 19.03.2011 tarihinde ölen murisleri ...'in malvarlığı hakkında davalı ... tarafından aldatıldıklarını, bu nedenle mirası reddettiklerini, ancak murisin tereke aktifinin pasifinden fazla olduğunu belirterek mirasın reddinin iptalini talep etmiştir. II....