Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenlerle, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/244 Esas sayılı dosyasındaki dava konusu 228 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan kadastro tutanağı getirtilerek, edinme sebebindeki bilgilerden yararlanılarak, varsa revizyon gören kayıtlar incelenerek, kadastro bilirkişileri ve tanık beyanları alınarak tapu malikinin mirasçıları tespit edilmeli varsa mirasçısı olduğu belirtilen kişilerin nüfus kayıtları getirtilerek murisle soybağlarının araştırılması, mirasbırakanın nüfus kaydı getirtilmesi ve toplanan tüm deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Hemen belirtilmelidir ki; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır. Ne var ki somut olayda; davacılar tarafından dosyaya hasımlı veraset ilamı sunulmadığı gibi kendilerine hasımlı veraset ilamı almaları için olanak da tanınmamıştır. Hâl böyle olunca; davacılara hasımlı veraset ilamı almaları için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı oldukları ve taraf ehliyetlerinin bulunduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ile sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir....

      Az yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzudur. Mirasçılık belgesi verilmesi için mutlaka tanık dinletme zorunluluğu da bulunmamaktadır. O halde davanın yetki belgesine dayanılarak ve ispat imkanı kısıtlı üçüncü kişi tarafından açılmış olduğu ve miras bırakan Gülsüm'ün 25.05.1926 yılından önce öldüğü kabul edilerek nüfus kayıtlarına göre de mirasçılarının bulunduğu gözönüne alınarak, nüfus kayıtlarına ve mevcut delil durumuna göre mirasçıları ve miras paylarını gösterir mirasçılık belgesinin verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 26.12.2012 gününde oybirliği karar verildi....

        Buna göre, mahkemece öncelikle muris adına kayıtlı olduğu bildirilen taşınmazların tapu kayıtları ile tapulama tutanakları ve dayanak belgeleri, Kanunu Sani 1327 tarih 34 numaralı tapu kaydı ve dayanakları dosyasına getirtilip bu kayıt ve belgeler tapu kayıtlarındaki intikal tablosu ile temin edilen ve edilecek olan nüfus kayıtları, tanık beyanları birlikte incelenmeli, mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği gözetilerek davacının gösterdiği deliller toplanarak muris ... kızı ...'nın mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olaya gelince, mirasçılık belgesi verilmesi davalarında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının babası ...'nun babası ...'nun eşi ... olduğu ayrıca davacının babası ...'nun nufüs kaydında baba adı Halit anne adının ... olduğu, muris ...'nun kiminle evli olduğuna dair resmi kayıt bulunamamış ise de tanık beyanlarına göre davacının ...'nun mirasçısı olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.04.2015 tarihinde karar verildi....

            Bilindiği gibi; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır. Hâl böyle olunca; davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, temin edilecek hasımlı mirasçılık belgesi doğrultusunda işin esası değerlendirilerek davacının mirasçı olarak belirlenmesi durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenlerle, dava konusu 228 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dayanağı olan kadastro tutanağı getirtilerek, edinme sebebindeki bilgilerden yararlanılarak, varsa revizyon gören kayıtlar incelenerek, kadastro bilirkişileri ve tanık beyanları alınarak tapu paylı malikleri ... çocukları arasında bağlantı olup olmadığı, varsa mirasçısı olduğu belirtilen kişilerin nüfus kayıtları getirtilerek murisle soybağlarının araştırılması ve toplanan tüm deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davalarında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği, mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin namı müstear veya hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu durumda, davanın re’sen araştırma prensibine tabi olduğu gözetilerek öncelikle mahkemece, muris ...(...)’nin nüfus bilgilerinin Yunan makamlarından sorulmalı, tanık dinlenmeli, mirasçısı olduğu belirtilen kişilerin nüfus kayıtları getirilerek muris ile soybağı araştırılmalı ve işin esasına yönelik bir karar verilmelidir. Değinilen biçimde inceleme, araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                  yaşlı kişilerinin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak beyanları alınmalıdır....

                    Bilindiği gibi; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır. Hâl böyle olunca; davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı oldukları ve taraf ehliyetlerinin bulunduğu belirlendiği takdirde tescilin yolsuz olacağı gözetilerek işin esasının incelenmesi ve davalının iyi niyetli olup olmadığının saptanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir....

                      UYAP Entegrasyonu